Nur auf LitRes lesen

Das Buch kann nicht als Datei heruntergeladen werden, kann aber in unserer App oder online auf der Website gelesen werden.

Buch lesen: «Türk Dünyasında Milli Ruh ve Edebiyata Yansıması», Seite 4

Schriftart:

Azerbaycan`da Yeni Edebî Akımlar

Eski Sovyet edebiyatı, sosyalist realizmin yaratıcılık yöntemi esas alınarak oluşturulmuştur. Mevcut ideoloji, Sovyet edebiyatını tek yaratıcılık yöntemine dayanan bir edebiyat gibi görmek istediğinden, bu yöntemin biraz kenarında oluşan bir edebiyatın hangi “izm”e ait olması gerektiği meselesinden uzun zaman söz etmek mümkün olmamıştır. Sadece XX. yüzyılın altmışlı yıllarında Sovyetler Birliği çapında düzenlenen realizm toplantıları “tek yaratıcılık yöntemi” kavramını kırmış, mevcut edebiyatta diğer “izm”lerin de var olduğuna dair düşünceler belirmeye başlamıştır. Bu dönemde XX. yüzyılın başlarında eğitimci realizmin varlığı kabul edilmiş ve bu edebiyatın tanınmış kurucularının isimleri ve idealleri dikkate alınmıştır. Ayrıca, bazı Sovyet edebiyatçıları itiraf etmelidir ki, artık sosyalist realizminin bir parçası olarak kabul edilen devrimci romantizmin kendisi, bağımsız sosyalist romantizmin yaratıcılık akımına dönüşmüştür. Böylece, bağımsızlık dönemi edebiyatı arifesinde artık “tek yaratıcı yöntemi” ilkelerinden çok yöntemli, hatta çeşidli edebî akımları olan bir edebiyattan söz edilmeye başlanmıştır.

Devlet bağımsızlığının 30 yılı boyunca Azerbaycan`da çeşitli edebî bakış açıları ve farklı üslupları içeren çok yöntemli edebiyat oluşmuştur. İlk aşamada önce edebî topluluklar ortaya çıkmış ve edebiyatın her hangi bir yeni yönde gelişimine ilgileri olduğunu beyan etmişler.

Birçok durumda, bu edebî topluluklar arasındaki yaratıcı tartışmalar, hatta bazılarının Azerbaycan Yazarlar Birliği ile haksız yüzleşmesi sonuçta edebiyattaki fikir ayrılıkları, demokratik atmosfer, yöntem ve tarzların mücadelesine meydan açmıştır:

Geçen yüzyılın deneyimi de bir hedefi doğrular: Topluluklar, dernekler, birlikler, manifestolar gerekli havayı, ortamı, zemini oluşturur ve yetenekli insanların edebiyata gelip kendilerini edebiyatta bulmaları için yalnız bir araç olur. Günümüz edebiyatını oluşturanların arasında, 1990’ların karmaşık sosyo-tarihsel ve edebî -kültürel ortamını aşan, imza kazanan ve imzalarını doğrulayan birçok kişi vardır.20

Bağımsızlık dönemi Azerbaycan edebiyatı böyle zor, acılı fakat gerekli süreçlerden geçerek çok sesli, çok yöntemli bir edebiyat olarak oluşmuştur. Görüşümüze göre, bağımsızlık döneminde Azerbaycan edebiyatında edebî eğilimlerin ortaya çıkışında farklı edebî topluluk ve derneklerin önemli bir rolü olmuştur. Daha doğrusu, yeni çağın edebî eğilimleri ve akımları, edebî topluluk ve derneklerin ortaya çıkardığı demokratik yaratıcı ortam temelinde oluşturulmuştur. Hatta bu toplulukların bazıları yeni edebî akım oluşturmak için yola çıkmıştır. Bununla birlikte, başlangıçta bir bütün olarak farklı edebî topluluk ve derneklerde temsil edilen yeni ve orta kuşak yazar ve şairler, kendilerini daha sonra XXI. yüzyılda bu temelde ortaya çıkan edebî eğilimlerde ve akımlarda buldular. Böylece, eski tek yöntemli sosyalist gerçekçi edebiyatın yerine, bağımsızlık yıllarında çok yöntemli Azerbaycan edebiyatı ortaya çıkmaya ve gelişmeye başladı. Artık bağımsızlık döneminin demokratik edebî ortamından doğan postmodernizm, neorealizm, büyülü gerçekçilik (magik realizm), dekadentizm büyük edebiyat meydanındaydılar. Yirminci yüzyılın altmışlı yıllarından bu yana yeni bir nitelikte ortaya çıkan eleştirel gerçekçilik, yetmiş seksenli yıllarda modernizmə, bağımsızlık döneminde ise daha da geliştirilerek yeni neorelizme (yapısal gerçekcilik) dönüşmüştür.

Yirminci yüzyılın altmışlı yıllarından itibaren, geçen yüzyılın başlarında yeni bir edebî nesil ortaya çıkarak, büyük edebiyat şaheserleri yaratan Celil Memmedkuluzâde`nin ismiyle ilişkilendirilen gelenekleri modern koşullara uygun olarak yeniden yaratıcılıkla “restore” etmiştir. Azerbaycan “altmışıncılar”ı Celil Memmedkuluzâde`ye ve yirminci yüzyılın başlarında Azerbaycan eleştirel gerçekçiliğine, “Molla Nasreddin”ci geleneklere yaratıcı bir şekilde dönüş yaparak, büyük yazarın eserlerindeki hayat gerçeklerine sadakat yemini ve “küçük insan” yaratma imajı geleneğini yeniden canlandırmış ve edebiyatın vatandaşlık konumunu güçlendirmiştir.

Bağımsızlık dönemi Azerbaycan edebiyatında Celil Memmedkuluzâde`ye yeniden dönüş sürecinde kendisinden önceki dönemin edebiyatında daha çok büyük demokrat yazarın ismiyle bağlı olan hayatilik ve gerçekliğin bedii ifadesi, İstiklâlcılık, vatandaşlık, Cumhuriyetçilik, Azerbaycancılk ideolojileri edebiyatın ön saflarına getirilmiştir.

Böylece, yirminci yüzyılın başlarındaki “küçük insanlar”ın yeni zamandaki devamcıları olan Memmednesirler ve Baladadaşlar, bağımsızlık yıllarında da faaliyetlerine başarıyla devam eden “altmışlar” kuşağının eserlerinde yeniden ortaya çıkmıştır. İnsan ideolojik statüsü ile değil, gerçek sıradan yaşamı ve derin maneviyatıyla edebiyatta abartılarak canlandırılmıştır. Yirminci yüzyılın 90’lı yıllarının başlarından başlayan yeni aşamada, edebiyatta toplumun tanıtımı, terennümü değil, gerçek tezahürü, eleştirel algısı yansıtılmıştır. Devlet bağımsızlığı koşullarında, Azerbaycan yazarları millî fikirlerini, millî-manevi değerleri, Azerbaycancılık ideallerini onur ve ilhamla övmüşler. Özellikle, bağımsız devletciliğin korunması ve güçlendirilmesi fikri, derin sorumluluk duygusu ile daha açık bir şekilde edebiyata yansımıştır. Azerbaycan bayrağı ilk kez Azerbaycan şiirinde devletcilik sembolü olarak tanımlanmıştır.

Bağımsızlık dönemi edebiyatı, geleneksel gerçekçilik ve romantizm akımları ile birlikte dünya edebî-toplumsal fikrinde gelişen süreçlerle ilgili olarak bu tarihî aşamayı, kendisinin meydana çıkardığı yeni edebî akımları da dikte etti: sürrealizm, postmodernizm, dekadentizm ve sihirli realizm. Edebî akımların ve sanatsal yöntemlerin kavşağında da ilginç sanatsal eserler meydana çıkmaktadır. Şimdilik aşağıdaki akımların Azerbaycan’da yeni birer edebî akıma dönüşmekte olduğu görülmektedir.

1. Eleştirel Realizmden-Modernizme ve Neorealizme (Yapısal Gerçekçiliğe)

Yeni tarihsel çağın eleştirel realizmi, yirminci yüzyılın altmışlı-yetmişli yıllarında Sovyet dönemindeki modernizm şeklinde kendini gösteren eleştirel realizm edebiyatı ile tam olarak aynı değildir. Azerbaycan edebiyatının yeni dönem eleştirel gerçekçiliğinin temsilcileri olan klasik “altmışıncılar”, gerçekçi edebiyat yolundan dönmeden ve onu daha derinden sürdürmeğin yanısıra, aynı zamanda Azerbaycancılık ve Cumhuriyetçilik tutumlarını göstermişler.

Bilindiği gibi bu süreç, 70 ve 80’li yıllarda Azerbaycan’da Haydar Aliyev döneminde ülkede yaranan verimli koşullar nedeniyle yeni bir nitelik haline gelmiş ve modern edebiyatın tipik örneklerini ortaya çıkarmıştır. Fakat, bağımsızlık döneminde çalışmalarına başarılı bir şekilde devam eden “altmışıncılar” ve onlarla beraber devam eden yeni edebî kuşaklar, Azerbaycan eleştirel realizminin önünü daha da genişletmiş ve derinleştirmiştir.

Bağımsızlık dönemi Azerbaycan edebiyatındaki klasik “altmışıncılar” edebî kuşağınının önde gelen temsilcileri, sonraki yıllarda ve bağımsızlık döneminde edebiyata gelen yazarlarla birlikte, yeni dönem Azerbaycan eleştirel gerçekçiliğini geliştirmiş, bu yönde yazdıkları ciddi edebî eserlerle bu edebî eğilimi biçim ve içerik açısından zenginleştirmişler.

Gerçek hayat, yeni insan, ulusal ve beşerî ideal yeni dönem edebiyatının ölçütleri haline gelmiştir. Aynı bedii yöntemin belirli tarihsel koşullarda konumlandırılması, edebî cephenin genişlemesi ve Azerbaycancı konumun genişlendirilmesi, gerçekliği göstermenin realitesi ve derinleşmesi, bağımsızlık dönemi Azerbaycan edebiyatında yeni tür eleştirel gerçekçiliği oluşturmuştur. Klasik eleştirel gerçekçilikten farklı olarak, Azerbaycancılık ideallerine sadık olan modern dönemin eleştirel gerçekçiliği, edebiyatta ifşa yolu ile gitmeyerek, toplumun modernite konumundan, derin ve esaslı bedii derkini, onu ileri götüren fikirleri ortaya çıkarır, yeni insanın gerçek karakterlerini yaratır, modern topluma ve insan maneviyatına zarar veren, ulusal ahlaki değerlere darbe vuran durumlara karşı çıkar. Bu anlamda, yeni aşama için “eleştirel gerçekçilik” anlayışındaki “eleştiri” kelimesi, klasik sömürge rejimini ve daha sonra Sovyet toplumunun eleştirisini yansıtmaz. Bu nedenle, kanaatimizce, bağımsızlık döneminin eleştirel gerçekçiliğini yeni bir isim altında “neorealizm” (yapısal gerçekcilik) olarak ifade etmek daha uygundur. Neorealizm – hayatı, insanı ve toplumu nesnel ölçütlerle yansıtan, derinden kavranılmasına yardımcı olan, ileriye doğru harekata tekan veren, yüksek vatandaşlık misyonu gerçekleştiren ve ulusal ideallere sadakati destekleyen edebî akımdır. Bu da, modern eleştirel-gerçekçi edebiyatın ülkede bağımsız bir devlet kurma sürecinin daha da geliştirilmesi ve güçlendirilmesine yakından dahil olduğunu göstermektedir.

Dünya edebî -teorik düşüncesinde klasik eleştirel gerçekçilikten farklı olarak, modern dönemin realizmi olarak ortaya çıkan yeni tür eleştirel gerçekçiliğe neorealizm denir.21

Modernist edebî harekatın ana tezahürlerinden biri olan neorealizm, sadece modern eleştirel gerçekçilik anlayışını değil, aynı zamanda gerçeküstücülüğün eğilimlerini ve hatta belirli derecede postmodernist ve büyülü gerçekçiliğin tezahürlerini yansıtan geniş bir kavramdır. Halk yazarı Anar’ın “Nazar Boncuğu” (“Göz muncuğu”) romanı neorealizmin en iyi çok vektörlü özelliklerini yüksek sanatsal düzeyde yansıtır. Azerbaycan edebiyatında yapısal gerçekçiliği – neorealizmi temsil eden yazarlar Azerbaycan Yazarlar Birliği`nin ve onun edebî organları “Azerbaycan” dergisi ve “Edebiyat” gazetesi etrafında oluşarak gelişmiştir.

Modern dönemin realizmini postrealizm değil, neorealizm veya yeni eleştirel gerçekçilik olarak adlandırmak daha uygun olabilir.

Azerbaycan edebiyatında neorealizm – geniş yaratıcı güçleri, kendine özgü idealleri ve hedefleri olan edebî bir eğilimdir. Klasik “altmışıncılar” ve yeni Azerbaycançı edebî kuşağı bağımsızlık dönemi Azerbaycan neorealizmini edebî akımlar düzeyinde başarıyla temsil etmektedir. Bu aşamada, halk yazarları Anar ve Elçin yeni dönemin gerçekçi edebî harekatına önderlik ederek, bu alanda değerli edebiyat örnekleri vermeğe devam ederler.

Şuan büyük edebiyat arenasında olan farklı edebî nesillerin temsilcileri Anar, Elçin, Neriman Hasanzade, Fikret Goca, Musa Yakup, Sabir Rüstemhanlı, Hüseynbala Mirelemov, Ejder Ol, Reşad Mecid, Hayreddin Goca, Yunus Oğuz, Mem-med Oruc, Elçin Hüseynbeyli, Elabbas Bağırov, Vügar Ahmed, Ali Emirli, Asim Yadigar ve diğerleri bağımsızlık dönemi Azerbaycan neorealizmini başarıyla temsil ediyorlar.

2. Sihirli Realizm (Büyülü Gerçekçilik)

Dünya edebiyatında Garcia Gabriel Markes’in ünlü eserleri, özellikle “Yüz Yılın Yalnızlığı” romanı, sihirli realizmin en mükemmel örneğidir.

Henüz XIX-XX. yüzyıllarda Azerbaycan edebiyatında sihirli realizmin/büyülü gerçekçiliğin belirtileri vardır. Mirze Feteli Ahundzade`nin “Aldanmış Keva-kip” eserinde, Abdurrahim Bey Hagverdiyev’in “Peri cadu” dramasında ve Yusuf Vezir Çemenzeminli`nin “Kızlar Bulağı” romanında büyülü gerçekçiliğin belirtileri yansımıştır.

Azerbaycan edebiyatına sihirli realizmi (büyülü gerçekçiliği) “İdeal” isimli romanı ile İsa Muğanna getirmiş, sonraki eserleri ile bu türü daha da güçlendirmiştir. Yusuf Samedoğlu`nun “Katl Günü” romanı Azerbaycan büyülü gerçekçiliğin mükemmel örneklerinden olmakla, aynı zamanda modern Azerbaycan edebiyatının şaheserlerindendir.

Mevlid Süleymanlı, Afak Mesud, Zahid Sarıtoprak, Mübariz Ören, Şamil Sadık ve diğerleri Azerbaycan sihirli realizm edebî akımını temsil eden önemli yazarlardır. Son dönemlerde Şamil Sadık, edebiyatta İsa Muğanna’nın yoluna kendi tuğlalarını koymaya devam etmektedir. Bazı genç yazarların eserlerinde de, sihirli realizmin çizgilerinin belirginleştiği görünmektedir. Gerçek yaşamla gerçeküstü dünya arasındaki bağlılık, yazarın inanarak canlandırdığı ütopik dünya ve kendine güven sistemi, gelecek hakkında farklı düşünceler, sihirli realizmi karakterize eden unsurlardandır. Bu istikametin kurucusu İsa Muğanna’nın 2014’teki ölümünden sonra, Azerbaycan’ın sihirli realizmdeki eserlerinde belirli bir durgunluk görülmektedir.

3. Postmodernizm

Azerbaycan edebiyatında yaklaşık otuz senedir ki, posmodernist görüş gelişmektedir. Gerçekliğe şartlı bakış, gerçekliğin çıplaklığı, zamansızlık ortamı ve hayatın adiliklerinin edebiyatını yaratmak, edebiyattaki geleneksel postmodernizmin ana tezahürleridir. Azerbaycan’da postmodernist yaklaşım bediî nesirde daha çok gelişmiştir. Artık şiirde de bu tip bir bakışın edebiyatı dikkat çekmektedir. Modern dramada postmodernist ruh hâli de görülebilir. Böylece, Azerbaycan edebiyatında postmodernizm, bir edebî akıma dönüştürülebilmiştir. Kemal Abdulla, Azerbaycan’ın postmodern edebiyatının esas kurucusudur. Onun postmodernizm örneği olan “Yarım Kalmış Elyazma” romanı dünyanın birçok dillerine tercüme edilmiş ve ilgi çekmiştir.

Bağımsızlık dönemi edebiyatında Kamal Abdulla, İlgar Fehmi, Firuz Mustafa, Selim Babullaoğlu, Gulu Ağses, Hemid Herisçi, Şerif Ağayar, Kanturalı, Ferid Hüseyin, Rasim Karaca, Akşin Yenisey, Tural Hasanlı, Seymur Baycan, Şehriyar Del Ge-rani ve başkaları Azerbaycan postmodernizm edebiyatını başarıyla temsil ediyorlar.

4. Dekadentizm

Azerbaycan edebiyatınde çökmekte olan süreçlerin yaşandığını göstermektedir. Özellikle XX. yüzyılın doksanlı yıllarında “geçiş dönemi” edebiyatında belirmiş yalnızlık, teessüf, manevî kriz, umutsuzluk gibi eğilimler XXI. yüzyılda toplumun gelişimi ile ilgili olarak bir miktar azalsa da bu tip yaklaşımın belli belirtileri bir süre daha devam etmiştir. Şimdi de manevî aşınma, yalnızlık düşüncesi, sıkıcı ruh hali vb. yaklaşımlara edebiyatın çeşitli türlerinde yazılan eserlerde rastlamak mümkündür. Çöken ruh hâli, XX. yüzyılın doksanlı yıllarında Azerbaycan şiirinde daha geniş bir yere sahip olmuştur. Vakıf Samedoğlu, Ramiz Ruşen, Rüstem Behrudi, Vakıf Bayatlı Oder, Vakıf Behmenli ve başkaları Dekadans şiirin ilginç örneklerini yaratmışlardır. Tüm bunları dikkate alarak, 1990-2005 yıllarında Azerbaycan edebiyatında Dekadanizm’in edebî bir cereyan olarak yaşadığını söylemek mümkündür.

Məsələn, Vakıf Samedoğlu’nun şiirlerinde, toplumdaki geçiş süreçlerinin zorluklarından kaynaklanan hüzünlü motifler ve heyecanlar, bu dönem edebiyatının çöküş cephesinin ruh hâlini tam olarak yansıtmaktadır:

 
Mənə Vətən yolu dar gəlir yenə,
Üzümə bahar yox, qar gəlir yenə.
Yenə qar üstündə iz qoyub getmək,
Qar üstə yıxılıb üz qoyub getmək,
…Və bilmək, və bilmək, bilmək ki, gecdir,
Karvan çoxdan keçib, köç çoxdan köçüb.
Sən bel bağladığın, ümid sandığın
Bulağın suyunu ozgələr içib…
Bulaqlar qupquru, səma dupduru,
Bu yurda çox gördü Tanrı uğuru…
İndi hansı səmtə, haraya doğru
Üz tutub gedəsən qar yağa-yağa?
Tale görə-görə, bəxt baxa-baxa…
Üzümə bahar yox, qar gəlir yenə,
Mənə Vətən yolu dar gəlir yenə.22
 

5. Dedektif Edebiyat

Yirminci yüzyılın ortalarından itibaren Azerbaycan edebiyatında yaranan dedektif edebiyat yavaş yavaş gelişmeğe başlamıştır. Cemşit Emirov`un “Sahil Operasyonu”, “Kara Volga”, “Pırlanta Meselesi” gibi eserleri toplumda baş veren olumsuz süreçleri edebiyata yansıtmakla, sosyalist realizm edebiyatındaki zahiri istikrarın sessizliğini bozmuştur. Buna rağmen, Sovyet yönetimi yıllarında uzun süren bir dönemde Azerbaycan edebiyatında dedektif edebiyat genişlenerek gelişememiştir. Bu tür sadece Azerbaycan devlet bağımsızlığı yıllarında, seksenlerin ortalarından sonra yeniden canlanma sürecini yaşamağa başlamıştır. Cengiz Abdullayev ve Natig Resulzade dedektif edebiyatın yeni örneklerini vermişler. Fakat Azerbaycan edebiyatında dedektif tür devlet bağımsızlığı yıllarında asıl gerçek gelişimini bulmuştur.

Cengiz Abdullayev`in yarattığı çekici dedektif eserler dizisi bu türün mükemmel örneklerindendir. Cengiz Abdullayev, şimdiki düzeyde dedektif türün dünya edebiyatındaki önemli temsilcilerindendir. Onun “Mavi Melekler”, “Eclafların Kanunu”, “Drango” vs. gibi eserleri bu türün Azerbaycanda yaranan dünya edebiyatı örnekleridir. Rusca yazan Cengiz Abdullayev`in eserlerinin 30`dan çoğunun dünya halklarının dillerine çevrilmesi, romanları esasında dizilerin yapılması ona büyük ün kazandırmıştır.

Natig Resulzade`nin rusca yazdığı roman ve povestleri de ülke sınırlarının dışında da büyük yankı uyandırmıştır. Türün kendine özgü zorlukları dedektif eserler yazan yazarlar şebekesinin genişlenmesini imkansız kılıyor. Bu yüzden, Azerbaycan`da dedektif edebiyat akım düzeyine ulaşamamıştır. Cengiz Abdullayev ve Natig Resulzade Azerbaycan edebiyatında neorealizm edebî akımı hüdutlarında farklı üsluplar sergileyen önemli yazarlardır.

6. Akademizm

Şimdiki tarihsel aşamada, Azerbaycan edebiyatında akademizmin edebî bir eğilim olarak oluşum sürecinde olduğu dikkat çekiyor. Bu esasen bilim ve edebiyatın çift kanat olarak katıldığı entelektüel literatürü kapsayan bir edebiyattır. Henüz, ilk oluşum aşamasında olan bu edebî akımı, çoğunlukla bilimsel faaliyetlerde bulunan akademik çevre, aynı zamanda edebî yaratımla uğraşan yaratıcı güçler olan bilim adamları temsil etmektedir.

Akademizm edebi eğiliminin tezahürleri, akademik Şefahat Mehdiyev`in, matematik bilimleri doktorları Hamlet İsahanlı ve Knyaz Memmedov`un, jeoloji-mineralojik bilimler doktorları profesör Hikmet Mahmud ve Oktay Rza`nın, felsefi bilimler doktoru Ahmed Gaşamoglu`nun, biyoloji felsefe doktoru Sadık Karayev`in, filoloji felsefe doktoru Şakir Albalıyev`in ve başkalarının çalışmalarında görülebilir.

Görüldüğü gibi, bağımsızlık döneminin çok yöntemli Azerbaycan edebiyatı Azerbaycancı konumu, biçim ve içerik yeniliği, topluma, insana gerçek yaklaşımı, farklı sanatsal yöntem ve üslupların, yeni edebiyat modellerinin meydanını genişletmesiyle çok asırlık millî edebî fikir tarihinde yeni bir aşamadır.

Edebî sürecin doğal akışı, yaratıcılık akımları ve üsluplarından hangisinin ülke edebiyatında yaşama, istikrar ve güçlendirme hakkına sahip olduğunu ortaya çıkarır. Birbirini tamamlayan veya beraber addımlayan edebî temayül ve üslupların gelişimi edebî ortamın ve yaratıcılık süreçlerinin gelişiminin demokratik karakterini sergiler.

Bu bağımsızlık dönemi çok yöntemli Azerbaycan edebiyatının gerçek yüzüdür.

Bağımsızlık dönemi Azerbaycan edebiyatı millî edebiyatın büyük örneklerini yaratıyor, dünya deneyimi ve ülke gerçeklerine dayanarak, çok asırlık Azerbaycan edebiyatını yeni temalar, çekici sanatsal formlar, özgün sanatsal tanımlama ve ifade vasıtalarıyla, farklı imgelerle daha da zenginleştirmeye devam ediyor.

Bu dönemi Azerbaycan edebiyatı ülkemizde devlet bağımsızlığının edebî garantisi misyonunu derinden anlayan ve halkımızı daha büyük geleceğe götürmek görevini sorumluluk ve şerefle yerine getiren Azerbaycan edebiyatıdır.

Modern dünyadaki sosyal-edebî süreçler ve küreselleşme, olayların demokrasi ve çoğulculuk bakış açısına hitap ettiğini ileri sürmektedir. Azerbaycan edebiyatının çağdaş aşaması da bu yaklaşım tarzından uzak değildir. Aynı zamanda, böyle bir noktada şuna dikkat edilmelidir ki, çoğulculuk ve çok seslilik sadece sanatsal örneklerin çeşitliliğinde ortaya çıkmamakta, ayrıca farklı farklı yazarların bilimsel analizlerinde de kendini göstermektedir.

Yeni Edebiyatçılık Ekolleri

Olaylara ve gelişmelere modernlik açısından yaklaşım, bağımsızlık dönemi edebiyatında öncelik teşkil ettiği gibi, bu edebiyatı araştıran bilimin – edebiyat biliminin – gelişiminde de önemli bir faktördür. Çünkü edebiyat eleştirisi, bağımsızlık dönemine ait edebiyat eleştirisine paralel olarak artmış, yükseliş sürecine geçmiştir. Elbette, bilimsel bir eser olarak, Modern Azerbaycan edebiyat eleştirisinin başarılarından ve sorunlarından söz eden bir monografi gereklidir. Bu nedenle, çağdaş edebiyatta bu bilimin gelişmesindeki genel eğilimlerle ilgilenmekte, özellikle akademik edebî çalışmaların başarısına odaklanmaktadır.

Son yıllarda Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi’nin çalışmalarında dikkate değer olaylar yaşanmıştır. “Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in ülkemize liderlik ettiği yıllar içinde başka alanlarda olduğu gibi, akademik bilimde de başarılar ve kazanımlar elde edilmiştir. Muhterem Başkan İlham Aliyev’in döneminde, bilimin gelişimi ile ilgili alınan kararlar sırasında yer alan “2009-2015 yıllarında Azerbaycan Cumhuriyeti’nde bilimin gelişmesi Ulusal Strateji” ve 2012 yılı Aralık ayında özel Fermanla onaylanan “Azerbaycan 2020: Geleceğe Bakış” gibi kararlarda, kalkınma kavramı önemli yer tutmaktadır. Bu belgeler, küreselleşme sürecinin ve bilgi toplumunun yeni hedefler belirlediği bir aşamada zamanın zorluklarına cevap vermek için bizi harekete geçirmektedir.”23

Azerbaycan edebiyat eleştirmenleri her zaman dönemin çağırıları için hazır olmuş ve büyük başarılar elde etmişlerdir. Nizamî Gencevi`nin adını taşıyan Edebiyat Enstitüsü 2013`de 80. 2018`de 85. yıldönümünü kutlamış ve tarih boyunca ulusal bilim edebî çalışmaları üzerine araştırmaları özetleyerek ve değerlendirerek yeni programlar ve projeler başlatmıştır. Son yıllarda edebiyat eleştirisi, bilimsel ulusal edebiyatın çeşitli sorunlarına adanmış bir dizi temel monografi ve kitaplarla akılda kalmıştır. Nizamî adına Edebiyat Enstitüsü hazırladığı yedi ciltlik Azerbaycan edebiyatı tarihinin çok ciltli yayınları, görkemli edebiyatçı âlimlerden Bekir Nebiyev’in beş cildliyi, Gazenfer Paşayev`in on cildliyi, Yaşar Karayev’in beş cildliyi, Teymur Ahmedov`un beş cildliyi, Azade Rüstemova’nın iki cildliyi, Mehmet Arif’in ve Kemal Talıbzade’nin seçilmiş eserleri, “Büyük Edip ve Düşünür Ali Bey Hüseyinzade” ve “Yaşar Karayev: Yakından ve Uzaktan” isimlerini taşıyan makaleler koleksiyonu, Edebiyat Enstitüsü’nün hazırlayıp bilim kamuoyuna sunduğu temel yayınlardır.

Bağımsızlık yılları boyunca, edebî eleştirinin gelişim hızı, geçtiğimiz otuz yıl ərzində yayımlanmış sayısız bilimsel çalışmalar ve yayınlarda açıkça görülmektedir. Akademisyen Memmed Cefer Ceferov’un üç ciltlik eserleri, akademisyen Kamal Abdulla’nın “Miften Yazıya ve yahut Gizli Dede Korkut”, “Kitabi-Dede Korkut”un Poetikasına Giriş”, akademisyen İsa Habibbeyli’nin “Edebi-tarihsel Hafıza ve Çağdaşlık”, “Edebî Şahsiyet ve Zaman”, “Azerbaycan Edebiyatı Dövrleştirme Konsepsiyası ve İnkişaf Merhaleleri”, akademisyen Rafael Hüseynov’un “Mehseti Gencevi – Özü, Sözü, İzi”, “Var Söz” klasik ve çağdaş edebî kültürün sorunlarına ve şahsiyetlerine adanmış bir çok kitapları, akademisyen Teymur Kerimli’nin “Nizamî’nin İsgender-name Eseri ve Tarih”, “Nizamî ve Tarih”, “Görünmeyen Fuzulî”, “Bilinmeyen Nesimî” monografileri, AMEA-nın üyeleri Nizami Ceferov’un beş ciltte “Eserleri”, Ümumi dilçilik kitabları, Nergiz Paşayeva’nın “İnsan Bedii Tetkik Nesnesi Olarak”, Aliyar Seferli’nin “Azerbaycan Edebiyatı”, “Divan Edebiyatı Sözlüğü”, Muhtar Kazımoğlu’nun “Folklorda Karakterin İkileşmesi”, Möhsün Nağısoylu’nun kaynak konuları üzerine eserleri bağımsızlık dönemi Azerbaycan edebiyatının önemli başarılarındandır, Teymur Ahmedov’un 5 ciltlik ve Mirze İbrahimov hakkında monografisi, profesör Gazanfer Paşayev’in on ciltte “Eserleri”, profesör Kamran Aliyev`in 10 ciltte, Nizameddin Şemsizade`nin 3 cildlik, profesör Yavuz Ahundlu’nun 3 ciltlik eserleri yeni dönemin ilk çok ciltli yayınları gibi ilgiyle karşılanmıştır. Bundan başka, profesör Şirindil Alışanlı’nın “Çağdaş İnsani Düşünce ve Azerbaycan Edebiyatşünaslığı”, profesör Rehile Geybullayeva’nın “Karşılaştırmalı Edebiyat Tipolojisi ve Edebiyat Türleri”, profesör Tahire Memmed’in 20. Yüzyıl Azerbaycan Dramasının Poetikası”, “Neosufizm”, profesör Bedirhan Ahmedov’un “XX. Yüzyıl Azerbaycan Edebiyatı. Aşamalar. Eğilimler. Sorunlar”, “Azerbaycan Muhaciret Edebiyatı” kitablarında tarihsel ve teorik bakış kapsamında geniş tahliller yapılmıştır. Bundan başka, profesör Zaman Asgerli’nin “Abbas-kulu Ağa Bakıhanov”, “Mirze Feteli Ahundzade”, profesör Mahire Kuliyeva’nın “Klasik Arap-Müslüman Edebiyatşünaslığına Giriş”, profesör Rehim Aliyev’in “Cavitanname – Tektanrılığın Dördüncü Kitabı”, profesör Vakıf Yusifli’nin “Şiirin Yolları ve Yılları (1960-2000)”, “Şabran Edebî Muhiti”, profesör Tehran Alişanoğlu’nun “20. Yüzyıl Azerbaycan Nesrinin Poetikası”, “Bağımsızlık Köprüsünü Geçenler”, Hüseyin Heşimli`nin “İzzeddin Hasanoğlu” ve “Said Selmasi” kitapları, profesör Alizade Asgerli’nin 20. Yüzyıl Azerbaycan Şiirinin Poetikası”, “Halil Rıza Ulutürk”, filoloji Doktoru Parvana Isayeva’nın “20. Yüzyıl Azerbaycan Edebiyatının Mitopojeni ve Şiirsel Yapısı” ve diğer yayınlar Azerbaycan edebiyat eleştirisinin gelişimini ve kapsamını hayal etmek için bir fırsat sunmaktadır.

Nizamî Gencevi adına Edebiyat Enstitüsü`nde hazırlanan “Haydar Aliyev ve Azerbaycan Edebiyatı» kitabının yazarları Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Odülüne layık görülmüştür. Son yıllarda Edebiyat Enstitüsü`nün yayınladığı iki ciltlik “Edebiyatta Haydar Aliyev Obrazı: Tarihî Gerçeklikten İdeala” monografisi Ulu Önder`e, bağımsız devlet ve edebiyat konusuna adanmış en mükemmel bilimsel-araştırmalardandır. Enstitü`de yapılan “Mirze Feteli Ahundzade” ve “Molla Nasreddin” ansiklopedileri Azerbaycan edebiyatşünaslık biliminin önemli başarılarındandır.

Bağımsızlık yıllarında çeşitli edebî eleştiri alanları geliştirilmiş ve yeni araştırmalarla zenginleştirilmiştir. Bununla beraber folklor çalışmalarına dair Tevfik Hacıyev “Dede Korkut: Dilimiz, Düşüncemiz”, Şamil Cemşidov’a “Kitabı Dedem Korkut”, Muhtar Kazımoğlu`nun, Kamran Aliyev’in, Muharrem Kasımlı’nın, Ramazan Kafarlı`nın, Fuzulî Bayat`ın, Rza Halilov`un, Seyfeddin Rzasoy`un kitapları, Vakıf Arzumanlı’nın “Dede Korkut’un Mezarı İzinden”, Rüstem Kemal’in sistemli çalışmalarının sonucu olarak vücuda gelen “Oğuz Ruhu: Restorasyon ve Yorum”, “Dede Korkut: Arkaik Ritüel Semantikası”, “Kitab-ı Dede Korkut ve Igor Polku Hakkında Destan: Türün Hermenevtikası”, “Kitab-ı Dede Korkut: Konuşma, Türler ve Davranış Poetikası” eserleri edebiyat biliminin bu alandaki gelişiminin önemli birer göstergesi olmuştur.

Azerbaycan folklor çalışmaları, folklor uzmanlığı – Azerbaycan edebiyatında milli kimliğin zenginliğini ve ahlaki değerlerin önemini inceleyen ve her zaman yazılı edebiyat için bağışçı olan sözlü halk edebiyatının bilimsel değerini veren bir edebiyat istikâmetidir.

Azerbaycan’da yirminci yüzyılın altmışlı-yetmişli yıllarında kurulan Muhammedhüseyin Tehmasip folklorşünaslık ekolü bugün yeni bir biçimde devam etmektedir.

Muhtar Kazımoğlu, Fuzulî Bayat, Seyfeddin Rzasoy, Efzeleddin Asgerli, Ağaverdi Halilov, Serhan Havəri folkloru teorik açıdan geliştirmekteler.

Klasik edebiyat üzerine İsa Habibbeyli`nin “Cahana Sığmayan Azərbaycan Şairi”, Teymur Kerimli`nin “Bilinmeyen Nesimî”, Rafael Hüseynov`un “Mekansız ve Zamansız Nesimî”, Gazenfer Paşayev`in “Nesimî: İdamdan Sonraki Hayat”, Feride Azizova`nın “İmadeddin Nesimi: tedkikler, mekaleler, meruzeler”, “İmadeddin Nesimî Orta Çağ Kaynaklarında ve Edebiyatşünaslıkta”, Mahire Kuliyeva`nın “Nesimî ve Söz”, Firidun Qurbansoy`un “İmadeddin Nesimî. Hayatı ve Yaradıcılığı”, Saadet Şıhıyeva`nın “Nesimî`nin Lirikası: İrfani Münderice ve Poetik Zinətlər” kitapları ile Azerbaycan Nesimîşunaslık bilimi yeni bir aşama kazanmıştır.

Nüşabe Araslı’nın “Nizamî’nin Poetikası”, Vakıf Arzumanlı’nın “Şöhreti-cahani Nizamî Gencevi”, Cengiz Sasani’nin “Ortaçağ Azerbaycan Şiirinde Doğa Bilimci Edebî-Felsefî Görüş”, İmamverdi Hemidov’un “Azerbaycan-Arap Edebî İlişkilerinden Sayfalar”, “Azerbaycan Edebiyatı Klasikleri Arap Edebiyatşünaslığında”, Zehra Allahverdiyeva’nın” Azerbaycan’da Nizamîşünasliğına Oluşumu ve Gelişmesi”, Hanali Babayev’in “Nizamî’nin Hamse’sinde Kur’an Ayetleri ve Kıssa Motifleri”, “Ortaçağ Hamse Şiirsel Tarzında Türkçe Kelime” gibi monografileri, Siraceddin Hacı’nın” Hazret Nizamî Gencevî’nin Faaliyetlerinde Peygamberlik Anlayışı ve Hazreti Muhammed”, “Sırlar Hazinesi”ne ilişkin 10 cildlik eseri, Ataemi Mirzeyev’in “Füzulî’nin “Hadikatüs-süada” eseri ortaçağ çeviri anıtı gibi, “Azerbaycan Edebî Çeviri Tarihî ve Füzulî”, Rehim Aliyev’in “Nesimî ve Klasik Dini Tarzın Oluşumu”, Feyzullah Neimi’ye Ait Eserleri, Yakup Babayev’in “Tarikat Edebiyatı: Sufizm, Hürufizm” eserlerinde eski dönem ve ortaçağ Azerbaycan edebiyatının aktüel sorunları ve açılmamış sayfaları derinlemesine incelenmiş ve analiz edilmiştir.

Bundan başka, Firidun Kurbanov’un “Ortaçağ Azerbaycan Edebiyatında İrfanî Sembollerin Evrimi”, Gülşen Aliyev’a-Kengerli’nin “Azerbaycan Fuzulî Çalışmasının Oluşumu”, “Azerbaycan Fuzulîsi Çalışması”, “Sanatsal Düşünce: Tarihsel Gerçeklik ve Estetik İdeal”, Nesimî üzerine araştırmaları, Zekulla Bayramlı’nın “Fuzulî ve Çağdaş Edebî-Teorik Görüş”, Leyli Aliyeva’nın “Fuzulî ve İngiliz Oryantal Çalışmaları”nda Tanınmış ve klasik Azerbaycan edebiyatının önemli edebiyat figürleri ve problemleri ayrıntılı olarak incelenmiştir.

Yirminci yüzyılın başlarındaki Azerbaycan edebiyatına ait olan Gülbeniz Babahanlı’nın “Haydar Aliyev ve Hüseyn Cavid”, “Azerbaycan Edebî Düşüncesi ve Hüseyn Cavid”, Lütfiye Asgerzade’nin “Hüseyin Cavid: Ortamı ve Çağdaşları”, Asif Rüstemli’nin «Edebî İstiklâlimiz», «Cafer Cabbarlı: Hayatı ve Ortamı», “Bayramali Abbaszade: Ordamı ve Mücadelesi” kitapları İslam Garibli`nin Me-hemmed Hadi`ye adadığı bilimsel eserleri ve diğer kitaplar bağımsızlık ışığında ortaya çıkan önemli çalışmalardır. İsa Habibbeyli`nin Celil Memmedkuluzâde, Mehemmed Ağa Şahtahtlı, Memmed Said Ordubadi, Mehemmed Tağı Sıdkı, Eyneli Sultanov üzerine yaptığı araştırmalar, modern Azerbaycan edebiyatı tarihçiliğinde özel bir yere sahiptir.

Edebiyat tarihine ve edebî şahsiyetlere ait Yaşar Karayev’in “Tarih: Yakından ve Uzaktan”, “Azerbaycan Edebiyatı: XIX ve XX Yüzyıllar”, “Bin Yılın Sonu”, Elmeddin Alibeyzade’nin “Azerbaycan Edebiyatı Tarihi”, Baloğlan Şefizade’nin “Azerbaycan Edebiyatı Tarihi (en eski dönemler)”, Bedirhan Ahmedov’un “XX. Yüzyıl Azerbaycan Edebiyatı” Veli Osmanlı’nın “Eski Türk Edebiyatı. VI-X Yüzyıllar”, Aliyar Seferli’nin ve Halil Yusufli’nin ders kitapları ve monografileri, Tahira Memmed’in “XIX. Yüzyıl Azerbaycan Edebiyatı”, Şamil Valiyev’in “Fuyuzat Edebiyat Okulu” monografisi, Şahbaz Musayev`in “Mirze Feteli Ahundzade”, Asger Gadimov’un “Encumen-i Şuara” edebî meclisi ve onun temsilcilerine adanmış araştırması, Panah Halilov, Şirmammad Huseynov, Kamran Aliyev, Celal Kasımov, Sanan İbrahimov, Allahverdi Mammadli, İman Ceferov, Ferman Halilov’un kitaplarında çok asırlık edebiyatımızın tarihi gelişimi, evrim süreçleri araştırılmış ve özetlenmiş, seçkin simaları dikkat odağı hâline getirilmiştir.

20.T. Əlişanoğlu. Müstəqillik illəri Azərbaycan ədəbiyyatı. – Bakı, Qanun, 2013, s.195.
21.История русской литературы. ХХ – начала ХХI века. Часть I. – Москва, ВЛАДОС, 2014, с.5.
22.V.Səmədoğlu. Mən burdayam, ilahi. – Bakı, Gənclik, 2005, s.375.
23.“Azərbaycan” qəzeti, 11 noyabr 2015-ci il.