I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi

Text
Autor:
0
Kritiken
Leseprobe
Als gelesen kennzeichnen
Wie Sie das Buch nach dem Kauf lesen
  • Nur Lesen auf LitRes Lesen
I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi
Schriftart:Kleiner AaGrößer Aa

TAKDİM

I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi, dünyanın dört bir köşesinde, Türk dilinin değişik renkleri ile yayınlanmakta olan edebiyat dergilerini, genel yayın yönetmeni veya yardımcıları düzeyinde buluşturan ilk toplantı olmasıyla tarihteki yerini almıştır.

Kongreye, kendi ülkelerinde gerek ulusal düzeyde yayınlanmaları gerekse uzun yıllardır düzenli şekilde çıkmaları bakımından önde gelen edebiyat dergileri davet edilmişlerdir. Kongre, dergi yöneticilerine ilave olarak Altay, Türkmenistan ve Türkiye’den aydınların ve yazarların katkılarıyla daha da zenginleşmiştir. I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi, kendi alanıyla ilgili meselelerin, en yetkin ağızlar tarafından müzakeresine imkan sağlayan bir buluşma ve çalışma ortamı sağlamıştır. Günümüz edebiyat, sanat ve fikir hayatının aktörleri ve gelecekteki kültür hayatımızın inşaacıları olan edebiyat dergileri, birlikte yapabilecekleri çalışma alanlarını belirlemiş ve bunları sonuç bildirisinde kamuoyuna ilan etmiştir. Sonuç bildirisinde yer alan kararlar, henüz kongre kitabı yayına hazırlanmadan uygulanmaya başlanmıştır. Kongreye katılan dergiler arasında şiir, hikaye, deneme değişimleri başlamıştır. Kırımtatar Türklerinin şiirleri Başkurtistan’da; Kazakların hikayeleri Balkanlarda; Türkiyeli yazarların eserleri Azerbaycan’da edebiyat dergilerinin sayfaları arasında yer almıştır.

Yine Kongrede karar verilen, Türk Dünyası Hikaye Yarışmasının duyuruları, bu satırlar yazılırken Kongreye üye dergilerce bütün ülkelerde kamuoylarına ilan edilmektedir. Bu yılın dilimizin büyük bilgini Kaşgarlı Mahmut’un doğumunun 1000. yılı olması dolayısı ile söz konusu yarışma, Kaşgarlı Mahmut adına yapılmaktadır.

Diğer önemli bir karar olan, Türk Dünyası edebiyat dergileri ortak internet portalı da çok yakında edebiyat severlerin hizmetine girecektir.

I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi, gerçekçi kararlar almak ve aldığı kararları elbirliği ile kısa sürede hayata geçirmek bakımından da dikkate şayan başarılara imza atmıştır.

I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi’nin gerçekleşmesinde Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansının katkıları hayati önemde idi. Bu desteklerinden dolayı TİKA Başkanlığı’na; yine Kongrenin gezi programının gerçekleşmesinde, ülkemize uzak diyarlardan gelen kongre katılımcılarının boğazın gerdanlığı İstanbul’u tanımalarına imkan hazırlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ve ilgili tüm personeline, Kongreye bizim kadar önem veren ve bu şuurla Kongrenin başarılı geçmesi için konuklarımıza sıcak ev sahipliği gösteren ve organizasyona büyük katkılar yapan Byotell’in güleryüzlü çalışanlarına, bu faaliyetin heyecanını bizimle paylaşan, maddi-manevi desteklerini esirgemeyen ve Kongreye bizzat katılarak bizlere moral veren dostumuz Yusuf Ziya Yağmur’a, AYB yönetim kurulu üyeleri ve çalışanlarına, tutanakları yayına hazırlayan Ömer Küçükmehmetoğlu’na ve elbette kongremize katılarak, I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi’nin tarihteki yerini almasını sağlayan bütün edebiyat dergilerinin temsilcilerine minnettarlığımı bildirmeyi şerefli bir görev olarak addetmekteyim.

Bu Kongrenin tecrübeleriyle, gelecekte yapılacak edebiyat dergileri toplantılarının, Avrasya coğrafyasında kültürel tanıma, halkların yakınlaşması, dostluk ve kardeşlik duygularının artarak bölge ve dünya barışına hizmet eden faaliyetler olarak devam edeceğine olan inancım tamdır.

Yakup DELİÖMEROĞLU
Avrasya Yazarlar Birliği
Genel Başkanı
I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi
15-16 Aralık
2007 BYOTELL –Kozyatağı İstanbul

Program

15. Aralık 2007 Cumartesi



Avrasya Yazarlar Birliği Genel Merkezi

Ceyhun Atıf Kansu Cad. 45. Sokak No: 13/2 Balgat ANKARA

Tel: 0312 287 80 43 Faks 0312 287 90 73

www.ayb.org.tr bilgi@ayb.org.tr


Açılış Oturumu

Türk Dilinin Değişik Renkleri ile Yayınlanan
EDEBİYAT DERGİLERİ İSTANBUL’da

YAKUP DELİÖMEROĞLU
AVRASYA YAZARLAR BİRLİĞİ GENEL BAŞKANI

Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi’ne katılmak için uzak yollardan gelen değerli dostlarımıza hoş geldiniz diyerek sözlerime başlamak istiyorum. Türk Dünyasının dört bir yanında yayınlanan saygın edebiyat dergilerinin editörleri, sizler söz sanatının sancaktarları; her birinizin kendi ülkenizden sonra öz vatanınız sayabileceğiniz Türkiye’ye, onun güzel şehri İstanbul’a ve sizlerin varlıkları ile vücut bulan bu tarihi kongremize hoş geldiniz.

Avrasya Yazarlar Birliği tarafından TİKA’nın desteği ile organize edilen I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi, bugüne kadar basında yer alan haber ve yorumlarında ve ilgili kamuoyunun değerlendirmelerinde, edebiyatımız için tarihi bir olay olarak yer aldı. Kongrenin buradaki çalışmaları ve arkasından yapacağımız faaliyetlerle, ümit ediyor ve diliyorum ki, hep birlikte, ortak gayretlerimizle gerçekten bu onur verici nitelemeye layık işler başaracağız.

Bugün Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Başkurtistan, Kırım, Makedonya, İran, Irak ve Türkiye olmak üzere 9 ülke yayınlanan 16 saygın, bazılarının yayınlanma tarihleri 80 yılı geçmiş, her biri bir edebiyat çınarı olan seçkin edebiyat dergilerinin genel yayın yönetmenleri bir aradayız. Üzülerek ifade etmeliyim ki, Gagauzya’da Ana Sözü Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Tudor Zanet, geçirdiği trafik kazası nedeniyle bugün aramızda bulunamıyor. Kendisinin sizlere özel selam ve saygıları var. Biz de Kongre adına kendisine geçmiş olsun dileklerimizi yolluyoruz. Yine bu Kongreye katılmayı çok arzu eden Özbekistan’ın asırlık edebiyat dergisi Şark Yıldızı’nın Genel Yayın Yönetmeni İkram Atamurat bey de son anda çıkan mazereti sebebiyle aramızda bulanamadı, onun da sizlere selamları ve kongreye başarı dilekleri var. Dilerim gelecek kongrede hem bugün aramızda bulunmayı planlayıp gelemeyen bu dostlarımız hem de yeni arkadaşlarımızla birlikte oluruz.

Yaşayan edebî hayatın nabzının attığı yerler olan edebiyat dergilerinin bir araya gelmesi ve kendi aralarında işbirliklerinin kurulması Türk halklarının, birbirlerini daha yakından tanımaları bakımından büyük önem arz ettiğiğni düşünüyorum.

Edebi eser, yazıldığı dönemin şahididir. Bir toplumu yakından tanımanın en önemli yollarından birisi de hiç şüphesiz onun edebiyatını bilmekle olur. Günümüzde üretilen edebiyatı tanımak, toplumun bugünkü fikri eğilimlerini, dünyaya nasıl baktıklarını da tanımakla paralel bir hat çizer. Edebiyat dergileri ise bu hattın uç beyleridir. En yeni edebi akımlar buralar da uç verir, hayatı ve dünyayı algılamaya yönelik en yeni fikri akımlar edebiyat dergilerinde boy gösterir. Edebiyat dergilerinin kendi aralarında kurulacakları ilişkiler, yaşayan yazarlarımızın da birbirlerini tanımalarının yolunun açılması demektir. Birbirlerini daha yakından tanıyan toplumların dostlukları da işbirlikleri de daha güçlü olacaktır.

I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresine 9 ülkeden 17 edebiyat dergisinin genel yayın yönetmenleri katılıyor. Kongreye Azerbaycan’dan “Azerbaycan” dergisi Genel Yayın Yönetmeni İntikam Kasımzade ve “Ulduz” dergisi Genel Yayın Yönetmeni Elçin Hüseyinbeyli, Kazakistan’dan “Ana tili”, Genel Yayın Yönetmeni Maksut Tacimuratov ve “Culdız” dergisinden Beybit Koyshýbayev Başkurtistan’dan “ Ağ İdil” dergisinden Gülnaz Kutueva, Kırım’dan “Yıldız” dergisinden Leniyara Selimova , Makedonya’dan “Köprü” dergisinden Hüsrev Emin, Irak’dan “Kardaşlık” dergisi Genel Yayın Yönetmeni M. Ömer Kazancı, “Işık” dergisinden Şemsettin Kuzeci, İran’dan “Varlık” dergisinden Rıza Heyet, Kırgızistan’dan “Kırgız Edebiyatı” dergisinden Altın-bek İsmailov

Aramızdalar her birini ayrı ayrı selamlıyor hoş geldiniz diyorum.

I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresine Türkiye’den de seçkin bir katılım gerçekleşiyor. Türk edebiyat dergiciliğinin iki burcu Türk Edebiyatı ve Varlık dergileri de kongrede temsil ediliyor. Varlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Enver Ercan ve Türk Edebiyatı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Beşir Ayvazoğlu Türkiye’de yayınlanan edebiyat dergilerini temsilen I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresine katılıyorlar. Yine Türkiye’nin önemli edebiyat dergilerinden “Yağmur” dergisinden Hasan Ahmet Gökçe, “Yüzakı” dergisinden Mehmet Ali Eşmeli, aramızdalar, kendilerine de hoşgeldiniz diyor saygıyla selamlıyorum.

I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresine, Türk Dünyasının tek ortak edebiyat dergisi olan “Kardeş Kalemler” dergisinden ise Genel Yayın Yönetmeni Ali Akbaş yer alıyor.

I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresinde eş başkanlıklarını Varlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Yazarlar Sendikası Başkanı Enver Ercan ve Türk Edebiyatı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Beşir Ayvazoğlu’nun yapacakları “Sanat Ve Kültür İletişiminde Edebiyat Dergilerinin Rolü” konulu panelde AYB Edebiyat Akademisi Başkanı Hüseyin Özbay, Bakşeyiş Asgarov, Lütfü Şahsuvaroğlu, konuşmacı olarak katılacaklar. Edebiyat Dergisi Yayıncılığı ve Problemleri, Edebiyat Dergileri Arasında Uluslararası İşbirliği İmkanları konulu oturumlarla Kongre çalışmaları devam edecek.

Kongremize başarılar diliyor, hepinizi saygı ile selamlıyorum.

Derilelim, Dirilelim

ALİ AKBAŞ
KARDEŞ KALEMLER DERGİSİ
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
TÜRK DÜNYASI EDEBİYAT DERGİLERİ KONGRESİ DAİMİ KOMİTESİ EŞ BAŞKANI

Uzak yakın diyarlardan gelerek kongremizi şereflendiren kıymetli konuklarımız; Türkiye’ye hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Bilindiği gibi, “dergi” derilmek, toplanmak fiilinden türetilmiş bir kelimedir. Biz de bu gün, Kardeş Kalemler dergisi olarak böyle bir kongreyle derilip toplanalım, tanışıp konuşalım, sorunlarımızı tartışalım, yardımlaşalım dedik. Dileğimiz bu buluşmanın verimli geçmesi ve güzel gelişmelere vesile olmasıdır.

 

Bu güne kadar birçok dergi çalışmasının içinde bulunmuş bir arkadaşınız olarak, şunu iyi biliyorum ki, dergi çıkarmak bir sevdadır; gönül işidir. Define arayıcılığı gibi, avcılık gibi dayanılmaz bir romantizmi vardır. Hem çok zevkli, hem de çok zor ve meşakkâtli bir iştir. Ama her ayın başında, fırından taze çıkmış bir ekmek gibi yeni sayıyı elinize aldığınızda bütün yorgunluğunuz geçer.

İşte Kardeş Kalemler dergisi de böyle bir sevdadan doğdu. Avrasya Yazarlar Birliği’ni kurmak üzere yola çıkan iki arkadaş; yani sayın Genel Başkanımız Yakup Deliömeroğlu ve bendeniz, hemen derneğimizin yayın organı olarak bir de dergi çıkarmaya karar verdik. Kuruluşumuz sanıldığı kadar eski değil. Kardeş Kalemler dergisi, elinizde bulunan 12. sayısıyla daha yeni, bir yaşını dolduruyor. Fakat kısa zamanda Dünyada Türkçe’nin konuşulduğu birçok ülkeye ulaşmış ve oralarda güzel yankılar bırakmıştır. İşte bugün, bu salonda sizleri bir araya getiren bu KONGRE de bu gayretin ürünüdür.

Dergimizin daha ilk sayısının takdim ederken şöyle demişim:

“…..Her dergi mevcut yayın yelpazesi içinde bir boşluğu doldurmak ve yeni bir misyon üstlenmek için çıkar. İşte Kardeş Kalemler de böyle bir ihtiyaçtan doğdu. Yurdumuzda yayınlanan diğer dergiler, genel olarak yurtiçine hitap ederken Kardeş Kalemler, önümüzde bir sihirli sofra gibi açılan bütün Türk dünyasına, yeryüzünde Türkçe’nin konuşulduğu çok geniş bir coğrafyaya seslenecek.

Ayrıca, asırlardır kader birliği ve tatlı bir ünsiyet peyda ettiğimiz Balkanlardan Kafkasya’ya, Cezayir’e,Tunus’a kadar uzanan bir kütür ve gönül havzasına, artık yeni kuşakların unutmaya başladığı Osmanlı coğrafyasına seslenecek ve oralardan yankılar alacaktır.

Bunun için bir hafıza tazelememiz gerekiyor. Kafkasların, yani Kafdağları’nın ardı, bizim için daha düne kadar tam bir masal ülkesiydi. Bizler de oralardan geldiğimiz hâlde kaynağını unutan sular gibi anayurdumuzu unutmuşuz. Günümüzde uzaklara türkü yakan çok az şair ve yazar kalmış. Fakat elbirliğiyle onları da susturmak için ne lâzımsa yapmışız.

Binlerce kilometreyi katederek tekrar doğduğu kaynaklara ulaşan somon balıkları insanoğlundan akıllı mı ne?.. Unuttuğumuz bu diyarlarda, bizimle aynı dilden, aynı dinden ve aynı soydan insanlar yaşıyor. Asırlardır bu kardeşlerimizin çilesine sağır ve duyarsız kalmışız. Oysa onlar bizim kara günümüzde “Uzaktaki Kardeşime!” diye ağıtlar yakmışlar.

Modern edebiyatımızda yazarlarımız, şairlerimiz, ressamlarımız eserlerinde hep başka kültürlerin motiflerini kullanıyorlar. Onların şuuraltını asırlardır başka medeniyetlerin destanlarından, mitolojilerinden alınan misaller ve motifler süslüyor. Promete, Sisifos, Narses, Penelop, Oidipus gibi yüzlerce motif ve kahraman hep Yunan mitolojisinden alınmış. Bizim masallarımız, destanlarımız, menkîbelerimiz, efsanelerimiz yok mu?

Elbette her millet, büyük insanlık ailesinin bir üyesidir; birbirinden alacağı çok şeyler var. Ve içe kapanmak bir ilkelliktir. Bin yıldır yurt edindiğimiz Anadolu’daki eski medeniyetler de bir zenginlik olarak bizim kültür mirasımıza yansıyacaktır. Ama bir tufeyli durumuna düşmemek için bizim de bu ziyafet sofrasına koyacağımız bir şeylerimiz olmalı… Deli Dumrul, Tepegöz, Köroğlu, Keloğlan, Battal Gazi, Küçük Şehzade, Mankurt, Köskaman, Üçler, Yediler, evliya menkıbeleri gibi konular kaç sanatçının eserini süslemiştir bu güne kadar?..

Tam bir hafıza kaybıdır bu; Alev Alatlı’nın deyimiyle bir afazidir… Ama öyle üstünü kapatmakla kaybolmuyor kültür mirası. Behçet Necatiğil’in de belirttiği üzere bir bumerang gibi ne kadar uzağa atarsan at, geri gelip buluyor seni. Yani koca mâzi, eteğimizden çekerek tekrar kendini hatırlatıyor bize.

Mesnevî’siyle dünyayı sarsan Mevlânâ’da, Yunus’ta, Fuzûlî’de, Şeyh Gâlip’te böyle bir acziyet ve kompleks yoktu. İşte bizim örneğimiz daha çok onlar olmalı. İnsan, dünyayı tanımaya önce kendisinden başlar. Eskisi olmayanın yenisi olmaz. Biz de folklorumuzdan ve klasiklerimizden motifler alarak bunları yeni formlar ve yeni bir estetikle tekrar yorumlamalıyız.

Yazmayan kalem, düşünmeyen zihin ve sevmeyen gönül de kullanılmayan aletler gibi paslanır. Gelin yine bir dergi etrafında derilelim, dirilelim.” demişim.

Muhterem arkadaşlar;

Sevgili kalem ve kelâm sahibi dostlar. İstiyoruz ki sık sık bir araya gelelim. Bir araya gelerek konuşalım, tanışalım, yardımlaşalım. Fikirde, sanatta yoğunlaşarak bir estetiği birlikte yoğuralım. Taklide düşmeden, papağanlaşmadan, fakat içe de kapanmadan, özentisiz, samîmî, kendi medeniyetimizin sesi olan içli türküler söyleyelim. Bu yıl, burada birincisini gerçekleştirdiğimiz kardeş dergiler kongresi, her yıl bir başka Türk yurdunda toplanarak devam etsin. Bu etkinliğimizi sanatın çeşitli dallarında düzenleyeceğimiz yarışmalarla ve şiveler arası çevirilerle zenginleştirelim.

Kitaplar da güzeldir ama dergiler daha canlı, daha heyecanlıdır. Okurken adeta nabız atışlarını duyarsınız. Onun için ben, kitapları konserveye, dergileri ise dalından yeni kopmuş bir meyveye, bir çiçeğe benzetiyorum. Ayrıca, birçok kitap, daha doğmadan önce şiir, hikâye, makale olarak dergilerde tefrika edilir. Bu hâliyle dergiler, kitapların da anasıdır. Böylece dergiler, sanat ocağını hep harlı tutarlar. Tarihte birçok siyasî ve edebî akım hep dergi çevrelerinde doğmuştur.

Her ülkenin sosyal ve kültürel hayatında büyük rol oynayan dergiler vardır. Bizde de Servet-i Fünûn, Genç Kalemler, Sebilürreşat, Sırat-i Nüstakim, Dergâh, Kadro, Türk Yurdu, Aydınlık, Varlık, Hisar, Ötüken, Büyük Doğu, Türk Edebiyatı, Diriliş ve Haraket gibi dergiler hemen akla gelenler arasındadır.

Kıymetli düşünürlerimizden Cemil Meriç, dergiler için “Hür tefekkürün kalesi,” diyor bir yazısında. Dergiler; samîmî, sancılı, hummalı bir arayışın sözcüsü olduğunca güzeldir. Nice amatör dergi etrafında toplanan genç kalemler, bir simitle demli çayların içildiği uykusuz gecelerde yapılan sohbetler ve yoğun tartışmalarla, okuyucularından önce kendilerini yetiştirirler.Yarının büyük şairleri, romancıları, hikâyecileri, eleştirmenleri çoğunlukla bunlar arasından doğar.

Evet, sanat dergilerinin en önemli misyonlarından biri de genç kalemlere kucak açmasıdır. Defîne arayıcılığı gibi bir şeydir bu. Dergimize, hiç adı duyulmamış imzalarla gelen her yazı heyecanla okuruz.

Ben burada sizlere, yazı hayatına bizim çıkardığımız Kardeş Kalemler’le başlayan bir sanatçının doğuşunu müjdeleyeceğim. İlk defa yazdığı çok başarılı hikâye ve şiirleriyle bizleri şaşırtan İmdat Avşar’dır bu. Bir volkanın patlaması gibi art arda gönderdiği hikayeler, daha bir ay içinde, bir kitap dolduracak hacme ulaşmıştır. Ne kadar yetenekli olursa olsun, yazmaya başlayan her amatör sanatçı, bir acemilik, bir emekleme, devri yaşar. Ama biz İmdat Avşar’da hiçbir acemilik izine rastlamadık. Yakında, onun hikâyeleri bir kitap hâlinde yayınlandığında sizlerin de bize hak vereceğinizi sanıyorum.

Sayın dergi temsilcileri;

Şuna inanıyorum ki, bu kongre hepimiz için büyük faydalar sağlayacak, dergilerimiz arasındaki haberleşme ve yazı akışı hızlanacaktır. Ben konuşmama burada son verirken daha nice kongrelerde buluşmak üzere hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İNTİKAM KASIMZÂDE
AZERBAYCAN DERGİSİ EDİTÖRÜ
TÜRK DÜNYASI EDEBİYAT DERGİLERİ KONGRESİ DAİMİ KOMİTESİ EŞ BAŞKANI
AZERBAYCAN

Teşekkür edirem dikkatinize garşı. Kimse hele 20. asrın ahırlarında demiş 21. yüzyıl-Türk asrıdır. Türk halklarının asrıdır. Bu bizim asrımızdır. Biz Türkler 21. asra liyakatla kadem koyduk ve bu asırda artık bir öz birliğimiz dünyaya nümayiş ettirmek sizin dilinizce, Türkiye Türklerinin dilince söylesek zorundayız. Bizde bele bir söz yok, ama gözel sözdü burada yerine düştü. Bu kongre umum Türk halklarının kongresinin men bele hesap edirem ki bir devamı olarak kıymetlendirmek olar bu hegigette de beledir. Yakında böyük bir Türk kongresi oldu ve bu kongre ilk defa Baku’de keçirildi. Bizim ülkelerin başçılarının iştirakiyle. Bu kongreden sonra hemen Edebiyat Dergileri Kongresi gerçekleştirildi, men bele hesap edirem ki bu tesadüf değildi. Hem siyasetçiler hem yazarlar biz gözel anlıyoruz ki dünyanın yalnız silahla, zorla eyle siyasetin özüyle de idare et-mirler. Dünyayı evvelden beri idare eden bir kuvvet var o da sözdür, söz sanatıdır. Burada eyleşen yoldaşlar söz sanatının yaranmasına hizmet eden özleri yazar olup olmamalarına asılı olmayarak, men naşirleri de o cerge de hesap edirem. Söz sanatının yaranmasına onun istikametlenmesine hizmet eden adamlarık ve bizim üzerimize böyük bir mesuliyet düşür. Ve biz mes’uliyeti her zaman çalışırık ki kifayet kadar liyaketle yerine getirek. Men size deyimki biz burada yığışanda her-den zennimce keçmişlere de bir seyahat etmek mecburiyetindeyiz. Ona göre ki keçmiş bize çok şey deyir. Yani bugün siz Azerbaycan’ı götürsez veyahut Kırgızları götürsez veya Kazakları ve başka keçmiş Sovyet Birliğinde yaşayan Türk halklarını götürsez, onlar uzun zaman siyasî ve başka iktisadî sıkıntılar içinde yaşamışlar. Bu yüzden biz sözün kıymetini daha artık hissetmişik. Biz o dönemlerde, vahıtlarda anlamıştık ki başka hiçbir çıkış yolumuz yoktu yalnız sözün gücüyle, bediî, edebî sözle halka hakikati az da olsa anlatmak, çattırmak imkanı elde etmiştik ve onu hayata geçirirdik. Bunun üstünde de hatta başımız çok belalar çekmişti. Bugün ise tesevvür edin biz tam bir azad vaziyetteyik, müstakil bir vaziyetteyik ve söz azaldığı bizde var. O kadar bir söz azaldığı ki biz yüksekliğe ögreşmemiş Azeriler belki Kırgızlar da bunu böyle diyer, Kazaklar da, Özbekler de bunu deyerler bizim bu yükseklikten başımız bir kadar herlenmeye başlıyıp. Ona göre ki biz alışmamışık bu kadar azaldığa, ama bu çok gözeldi. Biz uzun yıllar hasret kaldığımız Türk gardaşlarımızla bir yerde el ele verip birlikte edebî sayfalar hazırlıyırıksa bu umum Türk sabahının, umum Türk edebiyatının sabahı hakkında mene eyle gelirki ümitle danışmağa esas verir ve mende bu ümitteyim. Bizim bu kongrenin en böyük güzelliği men dün ilk dakikadan hissettim bu otele gadem goyanlar arasında ve demek olar ki bu resmî hisse olsa bile dün bizim kongremiz başlamış. Dün mübarezeler gedirdi umum Türk dili hakkında mübarizeler gedirdi bu çok böyük bir meseledir. Biz bu konularda değişik platformlarda beyle yerlerde esaslı danışırık, menim de muayyen fikirlerim var. Burası bele gözeldir ki biz burada toplandık, bu kongre baş tuttu men de bu kongreye uğurlar dilirem. Sağolun hammınızı bir de alkışlıyorum.

BEYBİT KOYŞUBAEV
JULDIZ DERGİSİ EDİTÖR YRD
KAZAKİSTAN

Arkadaşlar, Kazak dili Türk dilinin içinde kendi yerinde kalmıştır, kendi dilini korumuştur bu sebepten T.Türkçesi’nden biraz uzaklaşmıştır, anlaşılması biraz zorlaşmıştır. Bugünkü kurultay dolayısıyla hepinizi kutluyorum. Avrasya Yazarlar Birliğinin kurulması çok iyi oldu, bir yıl olmasına rağmen bizim bir birimizle irtibatımızda, alakamızda büyük bir kademe olmuştur, büyük bir adım oluşturmuş. Avrasya Yazarlar Birliği bizim Türk halklarını bir birine yaklaştırmakta ve iletişimimizi güçlendirmektedir sizleri böyle bir birliği kurduğunuz için tebrik ediyorum. Bu kongre kutlu olsun, bizim birlikteliğimizi artırsın. Bizim bir birimizi iyi anlamamız gerek. Biz bağımsızlık için büyük mücadeleler verdik, çok zor durumlar yaşadık. Bağımsızlığa ulaşmamız kolay olmadı. Avrasya Yazarlar Birliği çok güzel bir kitap yayınlamış. Çin’den Kazakistan’a gelen Kazak yazarı Jaksılık Samiytuulı’nın kaleme aldığı Osman Batır’ın mücadelesini anlatan Kaharlı Altay romanını yayınlamıştır. Bu büyük bir adımdır. Bunu jalgastırabersek diye düşünüyorum. Kazaklar Rus hakimiyeti altında yaşarken iki üç asır boyunca birçok defa isyan etmişler, 300’den fazla mücadele, ayaklanma gerçekleşmiştir. Bizim kahramanlarımız da bu tarihi anlatan yazarlarımız da çoktur. İnşallah bu kitaplar yayınlanacaktır. Avrasya Yazarlar Birliği bu kitapları bir birimizin lehçesine aktarmakta, tanıtmakta esası teşkil edecektir. Çalışmaya yeni başlayan Avrasya Yazarlar Birliği bizim bir birimizi anlamamızda, lehçelerimizi anlamamızda bir köprüdür, Kırımlı İsmail Gaspıralının da tecrübesiyle ortak dil meselesine eğilmemiz, üzerinde durmamız gerektiğini düşünüyorum. Bir birimizi kolay anlamamız için, İsmail Gaspıralının gösterdiği yolla ortak dil meselesini halletsek diye düşünüyorum. Bizim aydınlarımız ortak dil meselesi üzerinde çok durmuşlardır. Şu anda salonda bulunan akademisyen Abdulvahap Kara isimli kardeşimiz, “Mustafa Çokay’ın Hayatı ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin Bağımsızlığı Yolundaki Mücadelesi” üzerine çalışma yapmıştır. Mustafa Çokay Türki Tilde, Çağatayca dergi çıkarmıştır. Ortak dil diyoruz, Kazak, Özbek ilahir bir birimizi anlıyorduk bu dille. Biz bu meseleyi yeniden gündemimize getirelim. Bu size Avrasya Yazarlar Birliğine, Türk Dünyasına büyük bir meseledir. Bir olalım, aman olalım, birliğimiz güçlensin teşekkür ederim.

 
LENİYARA SELİMOVA
YILDIZ DERGİSİ EDİTÖR YRD
KIRIM

Çok sağolun. Yıldız Dergisi Kırım Türkçesiyle 1976’da çıkmaya başlayan bir dergidir. Bu dergi yok edilmeye çalışılan Kırım Türkleri için bir can simidiydi. Bizim halkımız, edebiyatımız, dilimiz için, halk arasında bir birlik oluşturan, halkımız yaşıyoruz hayattayız dilimiz hayatta yaşıyor dedirten, Türküz ve hâlâ hayattayız duygusunu yaşatan bir dergiydi ve hâlâ öyle. Türk dünyasındaki dergiler arasında böyle özel bir misyonu yüklenmiş tek dergi belki de bizim Yıldızımız. Burada bulunduğumuz için tarihimizden bugünkü durumumuzdan bize söz etmeye fırsat verdiğiniz için çok mutluyuz. Bizim kendi aramızda gerçekten de irtibatımız eksik. Ortak dergi olarak ben Kardeş Kalemleri kabul ediyorum. İnternette ortak bir portalının oluşturulması gerekiyor. Hem her bir dergimiz orda olsun ayrı bir pencere olarak bu şekilde bir birimizi okuyabiliriz bence.

Kırım Türkçesine daha çok bize yakın olan Kıpçak lehçelerinden Kırgızca, Kazakca, Özbekce, Kazan Tatarcası, Başkurtca, Nogayca’dan çeviriler yapıyoruz, eserleri yayınlıyoruz, bizim öyle bir bölümümüz var. Bu şekilde kardeş edebiyatlarla ilgimiz var.

Yıldız dergisinde biz sırf T.Türkçesi’yle, Kazan Tatarcası’yla, Karaimce’yle makaleler de yayınlıyoruz. Birkaç gündür burada arkadaşlarla görüşüyoruz.Böyle bir kongre olduğu için toplandığımız için ben çok seviniyorum Teşekkür ederim şimdilik bu kadar.

MEHMET RIZA HEYET
VARLIK DERGİSİ EDİTÖR YRD
İRAN

Sağolun, öncelikle İran’da yaşayan 35 milyon Türkün selamını iletmek istiyorum. Avrasya Yazarlar Birliğine, Kardeş Kalemler Dergisinin kıymetli yöneticilerine, yazarlarına böyle güzel tarihi bir kongreyi düzenledikleri için de ayrıca teşekkür ediyorum. Tarihî diyorum, çünkü Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresinin birincisi sayılır bu. Bunun İstanbul’da yapılmış olması da ayrıca bir değer katıyor. Bildiğiniz gibi İran’da 1925’ten sonra Rıza Şahın hakimiyeti geldiği tarihten beri Türkçe yasaklanmış. İran nüfusunun yarısını oluşturmalarına rağmen Türkçe 80 yıl yasak olmuş. İslam devrinden sonra verilen nisbî özgürlükten faydalanarak yazarlarımız başta Doktor Cevat Heyet Bey olmak üzere bu durumdan faydalanarak Varlık Dergisini yayınlamaya başladılar. Varlık adının da seçilmesinin sebebi şuydu, çünkü Şah zamanında İran’da Türklerin varlığı inkar ediliyordu. Onun için Varlık adını seçtiler. Biz varız, var olacağız, var olmaya da devam edeceğiz. Ve öyle de oldu Varlık Dergisi 29 yıldır muntazam şekilde yayınlanıyor. Varlık Dergisinin esas hedefi İran’daki Türklere millî şuur vermek. Onları geçmişleriyle, tarihleriyle, edebiyatlarıyla tanıştırmak, ikinci bir hedefi diğer Türk kardeşleriyle bağlarını pekiştirmek, kopmuş olan ilişkilerini yeniden kurmak özellikle de Azerbaycanla Türkiyeyle Orta Asyadaki Türklerle yakın bir dilsel edebî kültürel bir ilişki kurmaktı. Bu yüzden Varlık Dergisinin Türkçesi Azerbaycandan çok ortak bir Türkçeye yönelik bir dildir. Azerbaycan Türkçesi temel alınmıştır diğer Türklerin de anlayacağı kelimeler kullanılmıştır, mesela güzel kelimesi var gökçek kelimesi var, geşeng kelimesi var, bunların içinden güzel kelimesi daha çok kullanılmıştır ki Türkiye Türkleri de, Azerbaycan Türkleri de bunları anlayabilsinler. Varlık Dergisi ilk zamanlarda aylık çıkıyordu, ama şimdi bildiğiniz gibi bazı problemler var. Hem ekonomik problemler var hem diğer problemler var onun için üç ayda bir çıkıyor Varlık Dergisi. Ama Varlık sayesinde şimdi elliye yakın dergi İran’da yayınlanıyor. Yeni nesilin yeni kuşağın Varlık’tan görerek Azerbaycan Türkçesini oradan öğrenerek elliye yakın dergi yayınlanıyor. Aynı çizgide hareket ediyorlar. Tercüman Gazetesinin İsmail Gaspıralı Beyin yolunu devam ediyorlar. Ortak Türkçeye doğru hareket ediyorlar. Onun için böyle bir kongrenin yapılmış olması çok önemlidir, buradan çıkan sonuçları mümkün olduğu kadar biz Varlık Dergisinde uygulamaya çalışacağız. Böyle bir kongrenin yapıldığı haberini duyunca orda herkes çok mutlu olacaktır bundan eminim, tekrar teşekkür ediyorum sağolun.

HÜSREV EMİN
KÖPRÜ DERGİSİ
MAKEDONYA

Değerli başkanım, değerli hocalarım aranızda en genç olarak bulunmaktan hem heyecanlı hem de mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Özellikle bize göre hâlâ öğrenci yaşımızda öğrenciliğimizin devam ettiği dönemde de dergiciliğin bir okul bir mektep rolünü üstlenmesi, bizim için ayrı bir ehemmiyet taşıyor. Köprü Dergisi bugün itibariyle 5. yılını doldurmuş bulunuyor; Dergimiz 2002 yılından beri çıkıyor. Ve biz üniversite bitirmiş gibi bir üniversiteden daha mezun olmuş gibi kendimizi hissediyoruz. Genelde gençlerin oluşturduğu bir edebiyat sevdalıları fakat hâlâ kendimizi öğrenci olarak saymamız daha doğrusu hocalarımızın böyle güzide kalemlerimizin yanında daha çok şeyleri öğreneceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca Köprü Dergisi olarak bu toplantı da bizleri de iştirâbe layık gördükleri için Avrasya Yazarlar Birliğine ve değerli başkanı Yakup Deliömeroğlu’na teşekkür ediyoruz. İnşallah biz Köprü Dergisi olarak Türk Dünyasından gelen diğer kardeşlerimizin ağabeylerimizin de dediği gibi sadece bir dergi ve yazı değil ordaki Türklerin millî ve manevî değerlerini koruma noktasında ayakta tutma ve geliştirme hususunda ciddî adımlar atmışoluruz. Ve hele hele bu derginin yöneticilerinin de aynı zamanda genç kuşaktan olması bizim için uzun vadede bir potansiyel oluşturduğunu düşünüyorum. Köprü Dergisi’nin kadrosunu oluşturan yüksek lisans ve doktora öğrencileri olarak bizler burada değerli hocalarımızdan, ağabeylerimizden daha nice bilgiler, tecrübeler edineceğimizi düşünüyoruz. Bizi davet ettiğiniz için tekrar Avrasya Yazarlar Birliği’ne ve başkanına teşekkür ediyorum. Sizlerden çok şey öğreneceğiz inşallah memleketi Üsküp olan Yahya Kemal Beyatlı’nın ruhuna da yakın bir ruh da devam etmeyi düşünüyoruz. Teşekkür ederim.

MEHMET ALİ EŞMELİ
YÜZAKI DERGİSİ
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
TÜRKİYE

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Avrasya Yazarlar Birliği’nin bu güzel organizesi gerçekten çok önemli diye düşünüyorum. Yazmış olduğum bir şiirde kullanmış olduğum bir vurgu var:

 
“İftihar et düne baktıkça, fakat şimdiyi gör
Yine tarih yazacak bir hünerin var mı gönül”
 

Diye bir soru soruyorum kendi kendime. Ve biz bu sorunun ardından yola çıktık Yüz akı olarak.Avrasya Yazarlar Birliğinin de bu muhtevada yapmış olduğu bu çalışmanın önemli olduğunu, hakikaten biraz önce arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi tarihi olduğunu düşünüyorum. Tarihî çünkü söz hakikaten de bütün insanlığın gidişatını geçmiş olduğu gibi İntikam Beyin de vurguladığı üzere tamamıyla şekillendiriyor. Bu noktada söz bütün varlığın, kainatın bizim milletlerin yaratılmasında her şeyde bir öz olduğu için yani Cenab-ı Hak bir kün bir hece, tek hecelik bir kelime, bir kün emriyle bütün âlemleri yaratmış, o bakımdan sözün içerisinde böyle bir yaratıcı nasip var, o nasiple buluşan kendisini o nasiple çok iyi yoğuran gönüller kalem oynattıkları ölçü de gerçekten toplumları kuran oluşturan bir yapısı var dergiciliğin. Bu nokta da hakikaten tarihe bakıyorsunuz bir dergi bir hususta bir fikri bir davayı kendisine dert edinmiş yirmi yıl sonra bakıyorsunuz, toplum o derginin yirmi yıl önce atmış olduğu tohumlarla yoğrulmuş şekillenmiş. Müspet olsun veya menfi her iki alanda da bunu görmek mümkün dolayısıyla sizlerin ve bizlerin yapmış olduğu bu çalışmaların temelinde böyle bir nokta mevcut olduğu için, inşallah gelecek yıllara uzun yıllara bu çalışmalara güzel bir mühür vuracaktır, diye düşünüyorum. Hepinize tekrar saygılarımızı arz ediyoruz.

ENVER ERCAN
VARLIK DERGİSİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ VE YAZARLAR SENDİKASI GENEL BAŞKANI
TÜRKİYE

Efendim merhaba hepinize ve kendime hoş geldiniz diyorum. Böyle bir programın olacağını değerli kardeşimiz Avrasya Yazarlar Birliği başkanı bana ilettiğinde seve seve katılacağımı söyledim. Benim internet ortamından kaynaklanan bazı problemler olduğu için programı dün görebildim. Hemen sabah sabah koştum. Çünkü sizle olmak bana onur verecekti. Bunu protokol konuşması olarak da kabul etmeyin lütfen. Çünkü dergiciliğin ne kadar meşakkatli bir iş olduğunu biliyorum ve sizin gibi merkezin nispeten dışında ülkelerde, toplumlarda çıkan dergilerin çok daha fazla sıkıntıları oldu. Ben Varlık Dergisinin Genel Yayın Yönetmeniyim, Varlık Dergisi bildiğiniz gibi 75 yıldır kesintisiz çıkan bir dergi 2. Dünya Savaşında Yaşar Nabi Nayır askerdeymiş çadırda devam ettirmiş kesinti vermemek için. Enteresan inatçı bir adam. Çok saygı duyduğumda bir adam, kendisiyle tanışamadım. Balkanlara ve Türk Dünyasına özel bir ilgisi olan biri Yaşar Nabi Nayır. O geleneği elimizden geldiği kadar sürdürmeye çalışıyoruz, çalışacağız tabii. Ben onun dışında burada Türkiye Yazarlar Sendikası başkanıyım aynı zamanda yani iki dönemdir ben yapıyorum o görevi. Başka dergiler de çıkarıyorum adreslerinizi alırsam onları da sizlere ulaştırmak isterim. Mesela Eşik Cini diye bir öykü dergisi çıkarıyorum. Siyahi diye politik biraz anarşist bir dergi çıkarıyorum ve Yasak Meyve diye bir şiir dergisi çıkarıyorum bir beş yıl oldu nerdeyse. Yani ben istiyorum ki batıyla olan ilişkiler gibi ki onları da sonra konuşma sırasında iletmeye çalışacağım. Elimdeki bilgileri sizinle paylaşacağım. Türk Dünyası içinde de dergiler böyle bir iletişim ağı kursun ve bu gelişirse bir takım kongrelerde, sempozyumlarda alınan sonuç bildirgelerinde kalmaz yapacağımız işler. Çünkü şimdiye kadar ben birçok kongreye katıldım, çok parlak sonuç bildirgeleri yayınlanıyor sadece edebiyat dergileriyle ilgili değil yazarlarla ilgili. Yurt dışında da karşılaşıyorum bununla fakat o pratikte bir eyleme dönüşmedikçe güzel satırlar olarak kalıyor. İnşallah bugün yapacağımız kongreden sonra yeni bir adım atarız. Türk Dünyasında çıkan dergiler arasında hiç değilse. Bu da çok güzel sonuçlar doğurur diye umuyorum. Teşekkür ediyorum, sağolun.