Kyoko kaÅlarını çattı, âokul sahibi hangi dersi veriyor?â
Bu sefer cevabı ametist gözleri fesatça aydınlanan Shinbe verdi, âhepimiz için farklı bir ders. Bu yüzden herkese ayrı ayrı öÄretiyor. Bize özel yeteneklerimiz konusunda yardım ediyor.â DüÅünceli bir Åekilde geriye yaslandı, sonra sırıtarak ekledi, âsanırım, sen rahibelik güçlerini kuvvetlendiriyor olacaksın.â
Kyoko'nun öfkesi, okul sahibinin kendisinin rahibe olduÄunu nasıl bildiÄini merak ederek tekrar kabardı. Bursta bundan hiç bahsedilmiyordu. Son yıllarını, okul sahibinin kendisine verdiÄi bursun sebebi olan güçleri gömmeye çalıÅarak geçirmiÅti. Biran önce bu sorunun temeline inmek istiyordu.
Kyoko tabaÄına bakarak gergin bir sesle, âbelki bu bir hatadır. Ãniversitenin sahibiyle Åimdi konuÅabilmemin bir yolu var mı?â diye sordu.
Toya gözlerini kıstı. Kyou, bunu sorabileceÄini kendisine söylemiÅti ve dersin dıÅında kimseyi görmek istemese de, Toyaâya eÄer herhangi bir sorusu olursa kızı doÄrudan kendisine getirmesini söylemiÅti.
âNe oldu, korktun mu?â diye iÄneleyici bir Åekilde sordu ve kızın sinirli gözlerinin rahatsız bir öfkeyle doÄrudan kendisininkilere bakmasıyla ödüllendirildi. Demek bu kız kendisiyle baÅ edebileceÄini sanıyordu. Eh, bu bakıÅı Kyou üzerinde denemesini izlemek eÄlenceli olabilirdi. Kyouânun tek bir söz etmeden herhangi birine verebileceÄi korkuyu görmüÅtü.
Toya, âiyi, hazır olduÄun anda seni ona götüreceÄimâ diye yemi yutup yutmayacaÄını merak ederek meydan okudu.
Kyoko bunu duyunca öfkesi biraz azaldı. TabaÄı önünden iterek, adamın blöfünü gerçekleÅtirmesini istemekten mutlu bir Åekilde, âsen hazır olduÄundaâ diye baÅıyla onayladı. Bir kaÅını ona doÄru kaldırdı.
Toya gülerek dikildi, âacelen ne?â Kendisini neyin içine soktuÄunu bilmediÄini düÅünerek, âbunu hissedeceÄi için bu öfkenin önüne geçebilirâ diye kıs kıs güldü.
Kyoko gözlerini kısarak ona baktı, ardından Suki ve Shinbeâye dönerek ayaÄa kalktı. âÄ°Åim bittikten sonra beni almaya gelirseniz sizinle konuÅacaÄım. Odamda bekliyor olacaÄım, sonra bu akÅam için plan yapabiliriz.â Sukiâye göz kırptı, sonra Toyaâya dönerek ifadesiz bir sesle ekledi. âKalmaya karar verirsem.â
Toya hoflayarak arkasını döndü ve Kyoko onun gidiÅini izledi, sonra onu takip ederek diÄerlerine omzunun üzerinden el salladı. Ardından hemen diÄer öÄrencilerin, Toyaânın yolundan ne kadar hızlı çekildiÄini fark etti ve nedenini merak etti. âNeydi o? Okulun kabadayısı mı?â
Kyoko, adama yetiÅmek için koÅarak ona bu memnuniyet hissini vermeyecekti, bu yüzden yürürken kasten geride kalarak acele etmedi. Ona hala biraz öfkeliyken, gözleri Toyaânın poposunda gezindiÄinde neredeyse kızardı. Saçlarının pantolonuna deÄmesini izlemek, bunun altındaki saÄlam yuvarlaklıÄa attıÄı bakıŠonu daha da rahatsız ediyordu. Sinir bozuculuk ve sevimlilik çok korkunç bir bileÅimdi.
Zihninden kafasını sallayıp baÅıboÅ dolaÅan gözlerine lanet ederek onu takip etmeye devam etti. âTahammül edemediÄin birinin sevimli olduÄunu düÅünmek için⦠tamamıyla aptal olmak gerekirâ diye kısık sesle mırıldandı. Åimdiden daha iyi hissederek ârahatsız edici⦠saldırgan⦠ve belki kibirli⦠ama asla sevimli deÄilâ diye sırıttı.
Tuhaf bir Åey hissedip gözlerini yukarı dikti ve kendisininkileri delip geçen karanlık gözlere kilitlendi. Adam merdivenlerin baÅında dikilmiÅ, duvara dayanmıŠbir Åekilde onu izliyordu. Arkasında ve omzularında salınan saçlarında abanoz rengi dalgalar vardı ve geceyarısı rengindeki gözleri derindi. Ãok çekiciydi ama o⦠tehdit altında hissetti.
BakıÅlarını ondan uzaklaÅtırdı. Zümrüt yeÅili gözlerini kaldırıp tekrar ona bakmaya yeltenirken kendi kendine sert bir Åekilde, âKyoko kendine hakim ol. GördüÄün herkesi analiz etmekten vazgeçâ dedi.
"Ä°Åte kampüsteki en güzel kız."
Kyoko, omuzlarının üzerinde güçlü bir kolun dolaÅtıÄını hissetti, ardından bu sabah kendisine odasının yerini gösteren adamın sesini hatırlayarak bakmak amacıyla döndü. Saç uçlarının, nereden geldiÄi belli olmayan bir rüzgar yanaklarını okÅuyormuÅçasına yüzünü gıdıkladıÄını yine hissetti.
Ona sıcak bir gülümseme sundu ama aynı anda kendisine bitiÅtirdiÄi kolundan silkelenip ayrıldı. Kyoka, kendisine bu kadar samimi davranmamasını dileyerek gergin bir sesle, âKotaro, seni tekrar görmek güzel. Bu sabahki yardımın için teÅekkürlerâ dedi. HoÅ ve hatta daha fazlası olduÄunu düÅünüyordu ama hiç kolunu ona dolayabileceÄini söylememiÅti.
Kotaro, kızın elini kendisininkinin içine alırken etkilenmemiÅti, âsana eÅlik edebileceÄim baÅka bir yer var mı Kyoko?â Zümrüt yeÅili gözlerine, onları daha önce bir yerde⦠gördüÄünü bilerek derin derin baktı. Ve bir keresinde içlerinde mutlulukla boÄulduÄuna dair belirsiz bir Åeyler hissetti.
Kyoko, Toyaânın durduÄu yeri görmek için durdu ve tekrar öfkeli görünerek merdivenlere baktı. Az önce ona veya Kotaroâya küfrettiÄini duyduÄuna yemin edebilirdi, kime karÅı olduÄuna emin deÄildi.
Toya, Kotaroânun ne yapmaya çalıÅtıÄını bilmiyordu, ama Kyokoâya fazla arkadaÅça davrandıÄı gerçeÄinden hoÅlanmamıÅtı. Bir uyarı gönderirken göÄsünden derin bir hırıltı geldi. âBunu halledebilirim Kotaro, onu Kyouâyu görmeye götürmeyi sen istemediÄin sürece.â Kotaroânun, Kyouânun yanına ders dıÅında veya çaÄrılmadıÄı sürece gitmediÄini bilerek ona sert bir bakıŠattı.
Kotaro, Kyokoânun elini bıraktı, âumarım her Åey yolundadır Kyoko.â Toyaâya pis bir bakıŠatarak tekrar kıza döndü, âdondurulmuÅ yiyeceklere dikkat ettiÄine emin ol. Kontrolden çıkarsa ben senin için ilgileneceÄim.â Kotaro, kendini beÄenmiÅ bir biçimde Toyaâya baktı, ardından Kyokoâya dönüp baÅını eÄdi ve dönerek merdivenlerden indi.
Kyoko, Toyaânın hofladıÄını duydu ve bu sabah yaptıÄı gibi dönüp koridorda yürürken ona baktı.
Bu sefer acele etti ve GÄ°RMEYÄ°N yazan kapıdan geçmeden önce tam zamanında ona yetiÅti. Kyoko nereye gittiklerini merak etti. Güçlü sırtını izlerken, aklından onu odasına geri götürüp götürmediÄi geçti. Gerçekten de kapısının önünde durduklarında Toya ona bakmak için döndü ve kız, elini onunkinin tam karÅısındaki kapıya kaldırıp vuruncaya dek kızgın bir Åekilde ona baktı.
Kyoko Åok olmuÅtu. Okulun sahibi karÅısındaki odada mı kalıyordu? KardeÅinin söyledikleri yine aklına gelmiÅti. âOlamaz!â Toya bir cevap beklemeden kapıyı açtı ve kızı kendisinden önce içeriye itti.
Kyoko aniden ona döndü. âKahrolası sorunun nedir bilmiyorum ama lütfen beni itmeâ, adamı kovaladı âveya dokunma. Sana hiçbir Åey yapmadım.â Toyaânın gözlerini dikip arkasına baktıÄını fark ettiÄinde saçları yine ensesinde hissediyordu.
Kyokoânun omuzları çöktü. Artık yapmıÅtı. Sürekli nerede olduÄunu veya kimin izliyor olabileceÄini düÅünmeden çekip gitmek zorunda mı kalacaktı?
Toya, Kyokoânun gerginleÅtiÄini gördü ve gözlerini, bir anda çok küçük görünmeye baÅlayan kıza doÄru indirerek sırıttı. âBiriyle konuÅmak istemiyor muydun?â Kyoko arkasını dönmeyince Toya dönüp Kyouâya baktı ve onun oturma odasının kapı aralıÄına dayalı bir halde, transa geçmiÅ gibi Kyokoâyu izlediÄinin farkına varınca gözlerini kıstı.
Toya kendi kendine âbu da ne?â diye düÅündü. Kyou neden ona hayalet görmüŠgibi bakıyordu? Bunun neden olduÄu kıskanç düÅünceyi tanımlamak istemiyor denilebilirdi. Bu baÄırsaklarına ürpertici bir his vermiÅ, aralarına girip Kyouânun Kyokoâyu görmesini engellemek istemesine neden olmuÅtu. Kızı korumak istiyordu.
Kyou, bin yıldan uzun bir süre sonra Kyokoâyu bu kadar yakından gördüÄü için bir süre söyleyecek kelime bulamamıÅtı. Etraflarındaki tüm hava, hatırladıÄı güç ile canlanmıÅtı⦠geçmiÅte kendisini kıza çeken görmezden gelinemeyecek bu güç ortadan kaybolmamıÅtı.
Altın rengi gözleri tarafsız bir kayıtsızlıkla kızın arkasındaki koruyucuya takıldı. âToya, çık.â Sesinde tehlikeli bir tehdit tonu duyulabiliyordu.
Toyaânın hafızasının gizli derinliklerinden, bilinmeyen bir yerden bir takım duygular Åaha kalkıp yakasını bırakmıyormuÅ gibi görünürken, gırtlaÄında bir hırıltı meydana geldi ve yumrukları öfkeyle sıkıldı. Toya, baÅka bir kelime edilmeden döndü ve bir fırtına gibi çıkarak kapıyı çarptı.
Kyoko, aklı karmaÅık düÅüncelerin etrafında dönüp duruken Toyaânın gidiÅini izledi. Aniden, onun ardından kendisi de çıkma isteÄi hissetti. Sonra bir korkak gibi davranmamaya karar verip çenesini yukarı doÄru kaldırarak cesaret buldu ve sonunda döndü, ne var ki gördüÄü Åeye inanamadı.
Görmeyi beklediÄi resmi takım elbiseli adamın yerine, kendisini⦠altın gözleri kendi gözlerinin içinde yanıp baÅka yere bakamazmıŠgibi hissetmesine neden olan adamla yüzyüze buldu. GümüŠsaçları omuzlarına ve mükemmel biçimli vücudunun üzerine dökülüyordu. Yalnızca cenneten bir hediye olabilecek yüzü ve vücudunu saran, krallara layık bu kibir dokunuÅuyla, uzun boylu ve yakıÅıklıydı.
Kyoko hemen gözlerini kapattı. Derdi neydi? Buraya soru sormaya gelmiÅti, salya akıtmaya deÄil. Gözlerini tekrar açtıÄında adam çok daha yakındaydı. Aniden adamı çevreleyen asalet ve üstünlükten bir adım uzaklaÅtı⦠ama arkasındaki kapının varlıÄını farkederek kendisini kapana kısılmıŠgibi hissetti.
Kyou ne yaptıÄını fark etmeden ona doÄru yürüdü. Ama kızın geri çekildiÄini fark edince Åık bir Åekilde kaÅını kaldırarak elini koltuÄa doÄru uzattı. âOturmak ister miydiniz Bayan Hogo?â Ona soruları olduÄunu biliyordu. EÄer olmasaydı hayal kırıklıÄına uÄrardı.
Kyoko gergin bir Åekilde yutkundu, ama maÄrurca çenesini kaldırıp aralarına koyabildiÄi kadar mesafe koyup, hiçbir Åey ummasa da beyninin normal Åekilde çalıÅmasını umarak koltuÄa yöneldi. İçinden hafifçe güldü.
âBilmek istediÄim ilk Åey, benim bir rahibe olduÄumu düÅünmenize neden olan nedir?â Adam sehpanın karÅı tarafında bir sandalyeye oturmak yerine koltukta yanına oturduÄu zaman, dikkatle ve neredeyse korkmuÅ bir Åekilde ona baktı. Kyoko kaykıldı ve onu izleyerek, adamdan daha da uzaklaÅıp korkusunu göstermeden sakinleÅerek döndü.
Kyou, tembelce âeh, oyun oynamak istiyorâ diye düÅüncelere daldı ama bu ilgi çekici düÅünceyi hemen aklından kovdu. Anormal biçimde sakin bir sesle cevap verdi, ârahibe olduÄunu bilmeyeceÄimi düÅünmene neden olan nedir?â Adam üzerine eÄilip kalp Åeklindeki yüzüne yukardan bakarken, ona kıyasla çok ufaktı.
Kyoko herhangi bir duygu izi bulmak için adamın mükemmel suratının yüzeyini inceledi ama bulamayınca ÅaÅırdı. Bir kusursuzluk ve sükunet heykeli gibiydi ve bu onu sonu gelmez bir biçimde rahatsız etti.
âSoruya her zaman soruyla mı karÅılık verirsiniz, Bayâ¦?â Adını bile bilmediÄi için kekeledi.
Kyou gülümsedi, ama bunu yalnızca içinden yaptıÄı için kız göremedi. Eh, hala bir tarzı vardı ve bu adamı hayal kırıklıÄına uÄratmamıÅtı. Yalnızca daha fazlasını görmek istemesine neden oldu. âBay Lord, ama Lordâun daha iyi olduÄunu düÅünmediÄin sürece bana Kyou diyebilirsin.â AteÅli bir bakıÅla onu olduÄu yere mıhladı.
Kyoko, aynı ateÅli bakıÅla karÅılık verdi, âneden⦠buradayım?â kelimeleri bir çocukla konuÅur gibi yavaÅça ve tek seferde söyledi. Ä°Åte, bakalım bundan nasıl sıyrılacaktı. Kyoko, göz temasını kesmeden kendi kendine mırıldandı âBay LordâmuÅ.â
Aklını okuyan Kyouânun altın rengi gözleri, kızın zümrüt yeÅili gözlerine doÄru kısılarak parladı. Böyle yapıp gözünü korkutacaÄını bilerek biraz daha üzerine eÄildi. Onu koklayabiliyordu.
Sakin görünüÅü yerine geri dönmeden önce bir an için soÄukkanlılıÄını kaybederek, ârahibelik güçlerin zayıf ve eÄitilmemiÅ, yoksa nasıl rahibe olduÄunu bildiÄimi anlardınâ deyip, neredeyse ona tısladı. âSana güç kazanmanın yanında eksik olan⦠dövüŠsanatlarını öÄreteceÄim.â
Kyoko için, son söylediÄi Åey neredeyse hakaret gibiydi. DüÅünmeden hareket etmesiyle bilinen kız neredeyse onunla yüz yüze gelecek Åekilde eÄildi ve bundaki istihza aÄırdı. âBelki gerçek gücümü gizliyorumdur ve bunu hak edecek bir hedef bulduÄumda salarım.â Ãfke onu korkusuz yapıyordu, veya aptal, Åu anda hangisi olduÄuna emin deÄildi.
Kyou, dudaklarını onunkilere deÄdirerek daha da yakına eÄildi, böylece sıcak nefesi kızın dudaklarını okÅayabiliyordu. Karanlık bir sesle fısıldadı, ârahibe.â
Bölüm 4 "Dikkatini Ver"
Kyoko, aniden ona karÅı hissetmemesi gereken bir heyecan hissederek kendini geri çekti. Burada bir Åeyler oluyordu ve kendisi bunu bilebilecek son kiÅi gibiydi.
Alt dudaÄını ısırıp Kyouânun yarattıÄı gıdıklayıcı histen kurtulmayı umarak, gergin bir sesle âcevaplara ihtiyacım varâ diye fısıldadı. Sinir sisteminden hızla geçmeye kararlı, nefes kesici ürpertilerden hemen kurtulabilmeyi diledi.
Kyou, kızın kokusunu içine çekerek ve aniden kanının ısındıÄını hissederek arkasına yaslandı. Küçük bedeninin titrediÄini görmüÅtü, ama tiksinerek deÄil. AÅaÄı doÄru bakarken, kızın kollarındaki tüylerin ürperdiÄini görünce neredeyse sırıtıyordu.
Hafif kibirli bir ses, âneden güçlerini bastırıyorsun? GeçmiÅ tekrarlanmadan önce çevrende olup bitenlerden haberdar olman gerekiyor.â dedi.
Kyoko yutkundu, gerginleÅerek âbununla ne demek istiyorsun?â diye sordu.
âOkulda ölümsüzlerin olduÄunun farkındasın, deÄil mi?â Gözleri, Kyokoânun daha önce hiç görmediÄi bir Åeyle parlıyordu ve sesi onaylamıyormuÅ gibi sertti. âBiz konuÅtuÄumuz sırada iblisler etrafımıza yaklaÅıyor.â
Kyokoânun gözleri açılıp kapandı. Onunla oynuyor muydu? Ãfkeli bir alayla, âseni burada koruyucular ve iblisler olduÄunu düÅünmeye iten nedir?â diye sordu.
Kyou, göz açıp kapayıncaya kadar onu kolundan tutup kaldırdı, yüzünü iki santimetrelik bir mesafeyle onunkinin üzerine eÄdi. Ãfkeyle gürledi, âdikkatini ver.â
Kyoko gördüÄü Åeye inanamayarak gözlerini kırptı. Ãnünde dikilen Åey bir saniye önce onunla konuÅan kiÅi deÄildi. Anormal derecede parlak, öfkeli, altın rengi gözlere ve onların altındaki küçük bembeyaz azı diÅlerine bakıyordu, ve Åu anda farkında olmadan kolunu tırmalayan pençeleri hissedebiliyordu.
Saçı, az önce olduÄunun iki katı kadar uzamıÅtı ve adeta onayını bekliyor gibi etrafında salınıyordu. Kyoko, korku dolu bir viyaklamayla kendisini ondan kurtarıp, yalnızca adamın tehditkar bir adım daha atmasını saÄlayan bir biçimde hızla bir adım geriledi.
Kekeleyerek, âsen koruyucu musun?â diye geveledi.
Ãfkesinin geçtiÄini hissettiÄinde bile onu izleyerek, âve sen de bunu zaten bilmesi gereken rahibesinâ diye tısladı.
Kapıya koÅmak için döndü ve güçlü kolların kendisini arkadan sardıÄını hissettiÄinde aniden baÄırdı.
Ãabaladıkça, Kyouânun bedeni çevresinde sıkılaÅtı. Kendisinden kaçmaya çalıÅıp, havayı tekmeleyen kızı yukarı kaldırdı. Kendisinden kurtulmaya çalıÅmasının faydasız olduÄunu anlaması için ona yeterince zaman vererek, dudaklarını kulaklarının yanına yaklaÅtırıp, âkendini bu kollardan kurtaracak güce ulaÅana dek kalacaksın rahibeâ diye fısıldadı.
Sonra onu sadece, hafifçe sıçrayarak yerleÅeceÄi dolgun koltuÄa atmak için tekrar havaya kaldırdı. Åimdi tekrar yüz yüzeydiler, Kyoko ona öfkeyle baÄırdı ve görünüÅü az önce konuÅtuÄu adama dönünce gözlerini kırpıÅtırdı.
Elini yumruk yaparak öfkeli bir Åekilde ona baktı, âne haltlar dönüyor?â
Kyou sakin bir Åekilde önünde duruyordu, tek fark bu sefer gözlerinin parlıyor olmasıydı, âburada kalacaksın.â Ona doÄru eÄildi, âseni eÄitmeme izin vereceksin.â Ellerini, onu kapana ksıtıracak biçimde koltuÄun arka kısmına yerleÅtirdi, âve bu sefer hiçbir Åeyi kurban vermeden kazanacaksın.â Åimdi memnuniyetsizlik gösteren son sözleri tıslayarak çıkarırken burnu neredeyse kızınkine deÄiyordu.
Kyoko, ateÅili bakıÅlarına karÅılık vererek, adam izin verdiÄi ölçüde arkasına yaslandı, ama hala ondan kendisine doÄru gelen bir tehdit hissetmiyordu. Ä°nsan olmasa bile, onu incitmeye niyeti yoktu. Az önce ne söylediÄini fark ederek kaÅlarını çattı.
âBu sefer mi?â Sesi yumuÅaktı, âbu sefer ile ne demek istiyorsun?â
Kyou derince içini çekti, âsen unutmuÅ olabilirsin, ben unutmadım.â Kızın kokusu onu sardı ve unutulmuÅ kalbinin etrafında aÄrıyan aynı sızıyı hissetti, ama onun gerçeÄi bilmesi gerekiyordu, âgeçmiÅte birlikte savaÅtık rahibe, ve bunu tekrar yapmak zorunda kalacaÄımız vakit yaklaÅıyor.â
Kyokoânun gözleri bir an yumuÅadı, âkimsin sen?â
âSenin koruyucun. Kyoko, Koruyucu Kalp Kristaliâni bu dünyaya geri getirmek için anılarını feda ettiÄin için unuttuÄunu biliyorum.â BakıÅlarıı onunkini aradı ve sesi hafif bir fısıltıya dönüÅtü, âbana güvenmelisin.â
Yalnızca kendisini korkutmaya çalıÅmıŠolsa da, söylediÄi her Åeyde ona güvenmesini istiyordu. âBen⦠güveniyorum.â Bu kelimeleri söyler söylemez kendisini onun kollarında buldu. Ãnce kasıldı, ardından kendisini saran sıcaklık örtüsünü hissedince dingin bir kafa karıÅıklıÄı içinde kendisini bu sarılıÅa bırakarak rahatladı.
Kyou buna engel olamıyordu. Ãok uzun süredir reddedilme endiÅesi taÅıyordu ve bu sözleri duymak, gergin omuzlarından dünyanın yükünü kaldırmıÅtı. Burnunu saçlarına sürterek kendisini kokusuyla sararken, kızı kendine çekti.
Bir anlık zayıflıkla, âbu defa kalâ diye fısıldadı.
Kyoko sözleri ve kollarındaki Åefkati hissedebiliyordu, yine de birkaç dakika önce ödünü koparan oydu ve Åimdi onu, hayatı kendisine baÄlıymıŠgibi tutuyordu. Ondan korkma ile uzanıp pürüzsüz yanaÄını okÅama isteÄi arasında kalmıÅtı.
Soracak çok Åeyi vardı ve adamın göÄsünün üzerinde mırıldanarak, âunuttuÄumu söylediÄin Åeyleri hatırlamak istiyorum. Ne bilmem gerekiyor?â diye sordu.
Kyou, henüz gerçek dünyaya dönmek istemeyerek altın rengi gözlerini kapattı⦠ait olduÄu yerde⦠kollarında iyiydi. Kızı iç çekerek, isteksizce koltuÄa bıraktı ve yanına oturdu.
Kyou, ellerini aÅırı uzun kaküllerinin arasından geçirerek öfkeli içgüdülerini bastırabilmek için derin bir nefes aldı. Arzularını sakinleÅtirerek önündeki duvara odaklandı ve ona bilmesini istediÄi Åeyleri anlatmaya baÅladı. Bir Åeyi duymak onu hatırlamakla aynı Åey deÄildi.
âYardım alacaksın. Buraya senin geldiÄin gibi bursla gelen bütün insanları senin için getirdim. Onlar seni hatırlamıyor, sen de onları, ama o zaman seninle beraber savaÅmıÅlardı, ve zamanı gelince tekrar seninle savaÅacaklar,â sesi geçmiÅin hatıralarından bir ize baÄlanmıÅtı.
Kyokoânun gözleri, ona neden bu kadar kolayca inandıÄını merak ederek büyüdü, âSuki ve Shinbe mi?â diye sordu.
Kyou baÅıyla onayladı, âonlarla tanıÅtıÄını görüyorum. Evet, onlarla çok yakındın, seni hiç kimsenin korumadıÄı gibi koruyan Toyaâya da.â
âToya mı?â Bir kaÅını kaldırdı, âÅaka yapıyor olmalısın.â Ardından zihninden ekledi, âbenden hoÅlanmıyor bile.â
Kyou isteksizce iç çekti, âToya bu hayatta hiç deÄiÅmedi, ve hala geçmiÅteki kötü, katı kalpli genç. Ama evet, seni öç alma duygusuyla korudu ve eÄer öyle bir ihtiyaç hasıl olursa senin için ölür.â
Kyoko kaÅlarını çattı, âo hatırlamıyor mu?â doÄruyu söylüyor gibiydi ve hafızasının bir kısmını kaybettiÄini bilmesi bunu mantıklı yapıyordu. Gözleri, bu bilgileri geri almak için onunkileri aradı.
Kyou hafifçe baÅını salladı, âseninle geri gelmeyen tek kiÅi benim. Bu yüzden ne olduÄuna dair hatıraları geri verecek tek kiÅi de benim. Toya benim kardeÅim olduÄunu bile hatırlamıyor.â
Kyoko, bu kafa karıÅıklıÄı karÅısında içini çekti, âkardeÅ mi? Hatırlayan tek kiÅinin sen olmasını saÄlayacak ne oldu?â, bunu bilmesi gerekiyordu.
âBir savaÅta, dünyamızdaki kötülüÄü yenip Koruyucu Kalp Kristaliâni kurtarmak için, bütün hatıralarından vazgeçtin. Aynı anda kristalden, herkesi tekrar görmeyi de diledin. Onları kaybetmek istemiyordun. Sen bir anda ortadan kaybolduÄunda⦠herkes kayboldu⦠düÅman da dahil. Onları bilmeden, kendinle beraber⦠buraya getirdin.â
Ãzülerek içini çekti, âben etrafıma, kendimi böyle dileklerden koruyan bir büyü yapmıÅtım.â Anıları tekrar yaÅıyormuÅ gibi gözleri uzaklara daldı.
âHerkesi seninle beraber götürdün ve bunu bilmiyordun bile. Beni geride bırakarak, hepsi senin zamanında, burada yeniden doÄdu.â Gözleri kızınkilere odaklanıp kenetlendi. âYani hayatta kaldım ve seni bekledim. Zamanı geldiÄinde beni bırakan herkesi bir araya getirdim. Åimdi kendinle beraber kristali de getirdin ve kötülük onu istiyorâ¦â sesi karardı, â⦠kötülük Åimdiden seni aramaya baÅladı ve ben buna izin vermeyeceÄim.â
Kyoko, anlamaya çalıÅarak baÅını eÄdi, âyani, benimle aynı Åekilde buraya gelmiÅ olan herkese güvenebilir miyim?â Adam onayladı ve Kyoko devam etti, âonlar bununla ilgili herhangi bir Åey biliyorlar mı?â
Kyou baÅını salladı, âbir baÄ hissedecekler ve bu geliÅecek, ama bunun dıÅında geleceÄi bilemem, yalnızca geçmiÅ. Seni o zaman korudukları gibi koruyacaklar. Yapmak için doÄdukları Åey bu⦠varoluÅlarının nedeni.â
Sözlerinin doÄruluÄu kendisine de uygun gelmeyerek gözlerini hemen ondan uzaklaÅtırdı. âHala biraz zamanımız var, ama Åimdilik rahibe güçlerini saklamayı bırakmanı ve çevrende olup bitenlerden haberdar olmanı istiyorum. Gözüm üzerinde olacak, Toyaâya da seni yakından izlemesini söyledim.â
Kyoko, hakkında bir Åeyler hatırlamaya çalıÅarak onu yakından izledi. Adam kendisini çok iyi tanıyormuÅ gibi duruyordu. Gözlerine derin derin bakarak merakla fısıldadı, âne kadar yakındık?â
Kyou kasılıp ondan uzaklaÅmadan önce, altın sarısı gözbebeklerinden gizli bir sevgi dalgası geçti. SoÄuk dıŠgörünüÅü yerine tekrar otururken kapıya ve ardından hızla tekrar ona bakarak homurdandı. âKendi yöntemleriyle hatırlayacakları için sana söylediklerimi onlara tekrarlama.â
Kapı sertçe çalındıÄında Kyoko sıçradı, ardından izin verilmeden açıldı. Toya, kızın güvenliÄi için endiÅe etmeye baÅlamıŠve hiçbir Åeyden deÄilse de Kyouânun gösterebileceÄini bildiÄi soÄukluÄundan onu korumak için araya girmeyi düÅünmüÅtü. Girer girmez bakıÅları kıza çekildi.
Hala bir Åeylerin doÄru olmadıÄını hissederek gözbebekleri gümüŠrenginde parladı, âevet, bakıyorum konuÅmasını canlı bitiriyor.â âEÄer Kyoko ile konuÅman bittiyse, Suki dıÅarıda onu bekliyor.â Toya, gözbebeklerinde parlamaya baÅlayan gümüŠbenekleri fark etmeden gözlerini Kyouâya indirdi.
Kyou, her zamanki boÅ bakıÅıyla Toyaâya döndü ve baÅıyla sessizce onayladı.
Kyoko artık hislerini kullanabildiÄi için sıcak bir Åekilde Toyaâya baktı, öyle deÄilmiÅ gibi davransa bile kendisi için endiÅelendiÄini söyleyebilirdi.
Kyouânun sözleri tekrar aklına geldi, âsenin için canını verirdi.â
Kyou, onun Toya karÅısında gevÅemesini izledi ve bakıÅlarının dertleÅmesine neden olan, belirsiz ama tanıdık bir özlem hissetti. Bu duyguyu iyi hatırlıyordu ve gözleri, gümüŠkoruyucuya dönerek kısıldı. Kızın, kardeÅiyle her zaman, diÄerleriyle paylaÅmadıÄı bir baÄı mı olmuÅtu?
Kyoko ayaÄa kalktı, baÅıyla Kyouâya hoÅça kal iÅareti yapıp Toyaânın göremeyeceÄi gizli bir gülümseme gönderdi, ardından Toyaâya dönüp ona en tatlı gülümsemelerinden birini bahÅetti. âHadi, Sukiâyi bekletmeyelim.â Toyaâyı orada sıcak bir hisle bırakarak kapıdan çıkıp gitti. Sadece gülüÅünün verebileceÄi bir histi.
Toya bu sıcak histen kurtulmak için baÅını salladı, sonra kendisini dikkatle incelediÄini fark ederek Kyouâya sertçe baktı. Cevap alamayacaÄını bilerek sert bir sesle âne?â diye sordu. Zaman harcamaya deÄmeyeceÄine karar verip kapıyı arkasından çarparak çıktı ve Kyokoâya yetiÅmek için koÅtu.
Kyoko, aceleyle koridorda yürürken Toyaâyı arkasından izledi. Kyouâdan uzaklaÅmak için acele ediyor olmalıydı. Koruyucu olduÄunu düÅünerek, ona yetiÅmek için, zahmet çekmeden hızlanarak kendi kendine güldü. Kendisinin kim olduÄu hakkında bir fikri olup olmadıÄını merak ederek düÅünceleri gölgelendi. BildiÄini düÅündü, yoksa ona böyle gülümsemezdi.
Kyoko, Toyaânın kendisine merdivenlerin baÅında yetiÅeceÄini biliyordu, çünkü onu arkasında hissediyordu. Evet güçlü aurasını hissedebiliyordu, ama bu Kyouâda hissettiÄinden biraz daha farklıydı. Sadece bir saniye için gözlerini kapattı. Kyoko, aurasını ararken, ne kadar kaba davrandıÄının bir önemi olmadıÄına karar verdi, aslında aurası çok sıcaktı ve diÄer Åeylerin yanında⦠korunuyor hissetmesini saÄlıyordu.
Toyaânın, Kyouâdan daha genç olması gerektiÄini anlamıÅtı, ama aynı zamanda içindeki gizli gücü de hissedebiliyordu. Dokunulursa, bir kalp atıÅı süresinde Toyaânın abisini gölgede bıraktıracak bir güç⦠yine de ikisinin de bunun farkında olduÄuna dair Åüpheleri vardı. Kyoko güçlerini kullanmanın tadına varıyordu, artık onları tekrar açıÄa çıkarmıÅtı.
âEeâ¦â adama döndü, âSuki ve Shinbe nerede?â
Toya gözlerini kısarak ona baktı, söylediÄi yalanla zor durumda kalmıÅtı. Suki ve Shinbeânin nerede olduÄunu da nereden bilecekti? Yalnızca onu Kyouâdan uzaklaÅtırmak için oraya gitmiÅti.
UyuÅuk bir biçimde, sözcükleri uzatarak, âbilmiyorum,â dedi.
Kyoko kaÅlarını çattı, âama dedin kiâ¦â
Toya sözünü kesti. âSeni kurtardıÄım için bana teÅekkür etmelisin,â diye adeta gözünü korkutmak ister gibi yakınlaÅarak bilgi verdi.
Kyoko davranıŠtarzından hoÅlanmayarak, âbeni neden kurtardın?â diye yüzüne karÅı gürledi. Tanrım, bazen gerçek bir pislik izlenimi bırakıyordu.
Toya da yumruÄunu perçinleyerek, ona yüksek sesle âKyouâdanâ diye baÄırdı. Bu güzel aÄzıyla gerçekten de onu kızdırabiliyordu. âGüzel aÄız mı?â Bu da nereden çıkmıÅtı? Kafası karıÅık olarak korkmuÅ bir Åekilde bir adım geriledi.
Kyoko, bir an için afallamıŠbir halde ona baktı. Ardından önce sessizce daha sonra her geçen saniye sesi yükselerek ona gülmeye baÅladı. Kıkırtıların arasında nefes almaya çalıÅarak âkurtardın mı?â diye sordu. Gülmesini yavaÅlatarak ve nihayetinde gözleri hala yaramazca parlasa da yüzüne geniÅ bir gülümseme yerleÅtirerek, ânedenâ¦â diyerek sustu.
Yüzündeki ciddiyeti korumaya çalıÅarak, âbu çok tatlıydı. ÃnemsediÄini bilmiyordum,â diye burnunu buruÅturdu.
Toya, kendisiyle ilgili bir Åaka yapıldıÄı hissine kapılarak sertçe baktı, âpeki, en sonunda kalmaya karar verdin mi ârahibeâ?â son kelimeyi aÄzında kötü bir tat bırakmıŠgibi tükürdü.
Kyokoânun gülüÅü soldu ve yüzünü onunkine yaklaÅtırıp doÄrudan altın rengi gözlerine baktı. âEvet, âkoruyucuââ bir kaÅını ona doÄru kaldırdı, sonra dönüp gülerek koÅarak merdivenlerden indi.
âEVET!â Kyoko sessizce baÄırdı ve zihninden tahtaya kendisi için bir puan yazdı. âKyoko bir⦠Toya sıfır.â
Toya, küçük sürtüÄün onu kandırdıÄını anlamadan bir saniye önce gözleri büyüdü. âLanet olsun!â diye tısladı ve kızın ardından gitti.
Kyoko, rahibe güçlerinin aÅırı kullanılmaya baÅlandıÄını hissettiÄinde neredeyse merdivenlerin sonundaydı. Toyaânın dıÅında baÅka bir koruyucuyu hissederek etrafına baktı. Bu hissi saÄlayabilecek kadar yakındaki tek kiÅi, merdivenlerin dibinde dikilip ilgiyle kendisini izleyen bir öÄrenciydi.
Yakından bakınca, daÄınık saçlarına düÅen morumsu gölgeler ve gördüÄü en güzel gözler karÅısında ÅaÅırmıÅtı. Bu gözlere bakarken yemin edebilirdi⦠gözbebeklerinin içinde parıldayan her rengi görebiliyordu.
Toya Åimdi Kyokoânun arkasında dikiliyordu. Aniden durduÄunu görüp, Kamuiâye baktıÄını fark etmiÅti. Toya kendi kendine, âdemek artık ölümsüzleri hissedebiliyor,â diye düÅündü. AÅaÄı indiÄinde kolundan tutup, âhadi, seni tanıÅtırayım.â dedi.
Эта и ещё 2 книги за € 399